Bu içerikte yer alan konular 2 aşamada değerlendirilecektir. Malumunuz, depremlerde zemin büyütmesi kavramı oldukça dile getirilen bir konudur. Ancak bu konuda çeşitli uzmanların çok farklı görüşleri vardır. Aşağıda imkanlar dahilinde bir nebze olsun başta bu konu olmak üzere farklı durumlara da dikkat çekilmeye çalışılacaktır.
Malum zemin / kaya, temel, üst yapı etkileşimleri gerek statik ( durağan ), gerekse de statik + dinamik ( durağan + deprem / rüzgar vb.) durumlar için çok önemlidir. Elbette bu durumlarda deprem dalgalarının oluşturdukları ivmeler, hızlar, arazinin meyil yapısı ( 1999 Marmara Depreminde İstanbul / Avcılar İlçesinde çok hasar ve yıkım olmasının sebebi arazideki meyilli yapıdan dolayı cisim dalgalarının, yıkıcı yüzey dalgalarına dönüşmesi şeklinde bir durum varmış, bu konudaki makalemi paylaşacağım) vb. unsurlar da etkilidir. Bu unsurların hepsini değerlendirerek bu konu hakkındaki değerli görüşlerinizi bekleriz.
Bir zemin / kaya ortamında bulunan yapının gösterdiği davranış şekli, başka bir zemin / kaya ortamında göstereceği davranış şeklinden çok farklı olabiliyor.
DEPREMLERDE ZEMİN BÜYÜTMESİ KAVRAMI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME / ÜSTAD İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ NEJAT BAYÜLKE / İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANKARA ŞUBESİ YAYIMLARI
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminden sonra Adapazarı’nda “yumuşak” ve “sert” zeminlerde kaydedilen artçı depremlerin ivme kayıtlarına göre, yumuşak zeminlerde kaydedilen genliklerin, sert zeminlerde kaydedilen genliklere göre 3 kat daha büyük olduğu gözlenmiştir (ODTÜ – 2000) . Bu sonuçtan gidilerek, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin ana şokunda, sert zeminlerde alınan 400 cm / sn2 büyüklüğündeki ivme kaydının Adapazarı’nın yumuşak zeminlerinde 1200 – 1400 cm / sn2 olabileceği ileri sürülmektedir ( ODTÜ – 2000). Ancak 1994 Northridge depreminin merkezinde yumuşak zeminlerdeki ivme kayıtlarının genliğinin sert zeminlerdeki sert zeminlerdeki kayıtlardan daha küçük olması, artçı şoklarda görünen zemin büyütmesi olayının, şiddetli depremlerde zemin ivme taşıma gücünün sınırları nedeniyle gerçekleşmediğini göstermektedir.
Deprem yer hareketinin genliğinin “zemin büyütmesi” olayı ile büyümesi, yapının deprem davranışını etkilemez. Yapıya limit yatay yükünün üzerinde deprem yatay yükü uygulanamaz. Ancak deprem yer hareketinin büyük genlikli bölümünün uzun süreli olması, yapının yatay limit yük düzeyinde daha fazla salınım yapmasına ve yapının hasarının artmasına neden olabilir.
Rezonans olayının gerçekleşmesi ise, hem yapının, hem de zeminin dinamik özelliklerinde deprem süresince olacak değişikler nedeniyle çok güçtür. Zemin ve yapıda deprem sırasında artan sönüm de, rezonans etkisi ile yapıya gelebilecek kuvvetleri önemli boyutta azaltır. Yine yapıların yatay limit yük taşıma güçlerinin üzerinde yük taşımama özelliği de rezonans oluşmasını engeller. Yapının yıkılmasını / ağır hasar almasını belirleyen yatay yük taşıma gücü ve bununla birlikte var olan sünek veya gevrek olan ötelenme gücüdür.
Bu konular hakkındaki değerli görüşlerinizi, aşağıda bulunan iletişim bilgilerinden iletebilirseniz çok memnun oluruz.
Diğer içeriklerime aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Fatih Taner Vural
Proje ve Uygulama Denetçisi İnşaat Mühendisi
Ankara Gazi Üniversitesi
0 532 390 97 73
Sanal Şantiye sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.