Türkiye’de son yıllarda yaşanan büyük depremler, sadece yapı güvenliğini değil, aynı zamanda hukuki sorumlulukları da yeniden gündeme getirdi. Özellikle genç ve tecrübesiz mühendislerin karşı karşıya kaldığı riskler, mevcut sistemin eksikliklerini gözler önüne seriyor.
Yargıtay’ın Kararı: “Zaman Aşımı Depremle Başlar”
Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan bir binaya ilişkin Yargıtay kararı, tartışmaları alevlendirdi. 1975 yılında inşa edilen bir yapının yıkılması sonrasında, binanın fenni mesulü olan inşaat mühendisi ceza aldı. Gerekçe, Yargıtay’ın şu kararıydı:
“Zaman aşımı depremle birlikte başlar.”
Bu karar, özellikle genç mühendislerin hangi sorumlulukların altına imza attığını bilmeden sektöre adım attığını gösteriyor. Ne yazık ki üniversite eğitiminde bu tür hukuki ve mesleki sorumluluklara dair yeterli bilgilendirme yapılmıyor. Sonuç olarak birçok genç mühendis, düşük ücretler karşılığında yalnızca imza yetkisini devretmek zorunda kalıyor.
“Şantiye Şefi Gerekli mi?” Tartışması
Geçtiğimiz günlerde bir müteahhit ile yapılan görüşmede, “Tam zamanlı şantiye şefi arıyor musunuz?” sorusuna verilen yanıt çarpıcıydı:
“Hayır, gerek yok. Zaten yapı denetim bakıyor.”
Bu anlayış, mühendisin sorumluluğunu küçümseyen, ancak riskin tümünü ona yükleyen bir yaklaşımı temsil ediyor.
Türkiye’de Mühendis Enflasyonu, Usta Kıtlığı
Türkiye’de bugün iyi bir elektrik ustasının aylık geliri 90.000 TL’ye kadar çıkabiliyor. Ancak ara eleman bulmak neredeyse imkânsız. Almanya gibi ülkelerde gençlerin %80’i meslek okullarına yönlendirilirken, bizde tam tersi bir tablo var: Herkes üniversiteye gitmeye teşvik ediliyor.
Ama sonra şöyle deniyor:
“Her üniversite mezununa iş bulmak zorunda değiliz.”
Eğer zamanında doğru eğitim politikaları uygulanmış olsaydı, mühendis ile ara eleman dengesi kurulabilirdi. Bugün hem işsizlik hem de nitelikli personel eksikliği yaşanmazdı.
Benim oğlum lise 1’in ilk döneminde teşekkür belgesi aldı, ancak üniversiteye gitmek istemediğini söyledi. Biz de onu bir çıraklık okulunun otomotiv bölümüne yönlendirdik. Şimdi hem okuluna devam edecek hem de dayılarının otomotiv dükkanında çalışacak. Çünkü her şey mühendislik değildir!
Peki, Yargıtay Kararı Kanunların Üzerinde mi?
Asıl tartışma burada başlıyor.
Yargıtay’ın verdiği “zaman aşımı depremin ardından başlar” kararı, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile çelişiyor. Çünkü bu kanuna göre yapı denetim mühendisleri, binaların taşıyıcı sistemlerinden yalnızca 15 yıl sorumlu tutulur.
Bu durumda şu sorular ortaya çıkıyor:
-
Hangi hüküm geçerli olacak?
-
Yargıtay kararı mı uygulanmalı, yoksa TBMM’nin çıkardığı yasa mı?
-
Eğer Yargıtay kararı uygulanırsa, bu durum yasama erkini (TBMM) yargı erkinin (Yargıtay) altına mı indirger?
Bu çelişki ciddi bir hukuk garabetidir ve yetkililer tarafından net bir şekilde açıklanmalıdır.
Fatih Taner Vural
Proje ve Uygulama Denetçisi İnşaat Mühendisi
Ankara Gazi Üniversitesi Mezunu
0532 390 97 73
vuralfatihtaner@gmail.com
Diğer yazılarımı incelemek için tıklayın.
Sanal Şantiye sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.