Malesef mimarlar, yapida oluşan deprem kuvvetinin, sadece fay’a uzaklik yakinlikla ilgisi olduğunu, doğal olarakta birinci derece, ikinci derece,üçüncü derece deprem bölgesi ile ilgili olduğunu sanıyor.
Oysa gerçek şu : Yapida oluşan deprem kuvvetinin sorumlusu mimarlardır.
Dikkat edin(özellikle bu yazıyi okuyan mimarlar dikkat etsin), “yapıda oluşan deprem kuvveti” diyorum. Demek ki deprem kuvveti öyle dışaridan falan yapıya etkiyen bir kuvvet degılmis. Deprem kuvvetini bizzat yapinin kendisi oluşturur. Yapidaki ivme ile yapı’nin kutlesini çarparsınız, yapida olusan deprem kuvvetini bulursunuz. Yapiya kutleyi kim verir: mimarlar. Yapi isterse fay üzerinde olsun kütlesi yoksa, o yapı da deprem kuvvet oluşmaz. Diyeceksiniz ki, hic kütlesi olmayan yapi olur mu? Mimarlar nasil kütlesi olmayan yapı tasarlasin. Evet kütlesiz yapi tasarlanamaz ama nispeten düşük kütleli yapi tasarlanabilir. Düşük kütleli yapı demek, daha az deprem kuvveti demektir.
Mimarlara bir bakin; tasarım yaparken hic yapinin kütlesini düşünen mimar tanıyormusunuz? Dairenin metrekaresini düşünür, kat yüksekligini düşunür, ortaya kolon gelmemesini düşünür, salonun ortasinda tavandan kiris geçmemesini düşünür, 20cm motif hakkı alıpta salonu 1 metrekare büyütmeyi düşünur ama tasarladıği yapınin kütlesi hic aklına gelmez. Oysa yapıda deprem kuvvetini oluşturan tek şey yapınin kütlesidir. Büyük kütle büyük deprem kuvveti, küçük kütle küçük deprem kuvveti, sıfır kütle sıfır deprem kuvveti. Bu kadar basit.
Mimarlara oncelikle deprem kuvvetini kütle’nin olusturduğunu anlatmamiz gerek. Binayi tasarlarken kullandiklari malzemenin bir özaģırliğina baksinlar, sanat yapıyoruz diye acayip binalar oluşturmasinlar ki, taşıyicı sistem kompleks olmasin, yani ağır olmasin.
Hafıf bir yapıda birinci derece deprem bolgesinde nispeten kuçük deprem kuvveti oluşurken, ağir bir yapıda ücüncu derece bir deprem bölgesinde nispeten büyuk deprem kuvveti oluşur.Kütle büyürse deprem kuvveti büyür, kutle küçülürse deprem kuvveti küçülür.
Gördünüz mü yapıdaki deprem kuvvetinin sorumlusu kim.
Bu bağlamda, birilerinin mimarlara,
Deprem kuvvetinin yapinin kütlesi ile ilgili olduğunu anlatmasi gerek,
Deprem kuvvetini yapinin kendisinin urettigini anlatmasi gerek,
Birinci derece deprem bölgesindeki bir tasarim ile dördüncu deprem bolgesindeki bir tasarimin aynı olamayacagıni anlatmasi gerek,
Birinci derece deprem bolgesinde sirf güzel görünüyor diye ağir malzemeden kaplama yapilmaması gerektiģini anlatması gerek…
Sözün özü, birilerinin mimarlara, deprem mimarlığı diye bir şey olduğunu ve yapilarda olusan deprem kuvvetlerinin sorumlusunun bizzat mimarlar oldugunu anlatması gerek…
Ahmet CELIKKOLLU
Insaat Muhendisi
ESKISEHIR