Üniversiteyi sadece bir öğretim kurumu olarak görmek doğru değildir. Üniversite aynı zamanda eğitim kurumudur. Genelde üniversitelerin kalitesini hoca sayılarıyla ölçersiniz, bulunduğu yerle ölçersiniz, öğretim durumuyla ölçersiniz.
Bakalım bu ölçme sistemi doğru mu?
Üniversiteye giriyorsunuz, bölümünüze göre statik, dinamik, betonarme, termodinamik, diferansiyel, ekonomi gibi dersleri almaya başlıyorsunuz. Buraya kadar normal. Sonra bakıyorsunuz sizin dersinize giren bir öğretim görevlisi, dekan, rektör her kimse üniversiteye oğlunu, kızını, damadını, yeğenini, ahbabını, eşini göstermelik bir sınavla işe alıyor. Saçma sapan bir konuda tez şartı koyup kişiye özel talep oluşturuyor. Yönetim gibi düşünmeyen öğretim elemanları üniversitenin en uzak ilçedeki meslek yüksekokullarına gönderiliyor. Bu yukarıda bahsettiğimiz dersleri de bu usulsüzlükleri yapan kişiler yada bu şekilde göreve gelen kişiler veriyor/verebiliyor. Yine İTÜ civarında çok yüksek bir yapı inşa ediliyor, tüm silueti bozuyor, tarihi yapıları görünmez kılıyor ama İTÜ yönetimi bir fikir bile beyan etmiyor, sosyal hayata karışmıyor. Yine bu şehri perişan eden görüntüye sessiz kalan hocalar öğrencilerine şehir planlaması dersi veriyor, mimarlık dersi veriyor. Çoğaltabilirim bu örnekleri.
Ne demek istiyorum peki?
Bu iş statik, dinamik, ekonomi dersleri vermekle olmuyor. Önce derse verenler insani olarak örnek davranışlarda bulunacak, etik ve ahlaki kurallara uyacak. Bu tür uygulamalarda bulunan idarecilerin olduğu üniversitelerden mezun olanların ülkeye yararı olmaz. Bu tür idarecilerin yönettiği üniversitelerden mezun olanlar çok iyi statik bilebilir, çok iyi ekonomi bilebilir, çok iyi edebiyat bilebilir, çok iyi anatomi bilebilir ama etik ve ahlaki yönden eksik olduklarından verimli olamazlar. Mezun olduktan sonra iş hayatında da gördüklerini uygularlar, adam kayırırlar, ehillere görev vermezler. Keşke biraz daha az statik öğretseler de etik değerlere önem verseler, keşke biraz da az ekonomi ögretselerde etik değerlere önem verseler. Bu tür uygulamaları yapan idareciler mutlaka geçmişlerinde bu uygulamalara şahit olmuşlardır, işlerin böyle hallolduğunu görmüşlerdir. İş hayatında da gördüklerini uygulamışlardır.
Her zaman tartışırım eğitim mi önemli? Öğretim mi önemli?
Üniversite idarecileri, öğretim elemanları hareketleriyle, tarzlarıyla da öğrencilere örnek olmalı. Sosyal olaylar karşısında, güncel konular karşısında bilimin emrettiği fikirleri beyan edebilmeli. Üniversiteler halk ile iç içe olmalı. Üniversiteler bilim üretmeli ve bu bilimi halk bilmeli, kullanmalı. Halktan kopuk üniversiteler bir işe yaramaz. Ancak işsizliği azaltır. Bilim adamları%(üniversiteler) hiçbir şeyden çekinmemeli, bir şeyler yapan/yapmaya çalışan öğretim elemanları ücra köşelerdeki meslek yüksekokullarına sürülmemeli, kadrolar hak edenlere verilmeli, üniversiteler siyasetten uzak durmalı, atamalar siyaseten yapılmamalı ve üniversite idarecileri/ders verenler en ahlaklımız olmalı.
Ahmet ÇELİKKOLLU
İnşaat Mühendisi
ESKİŞEHİR
0545 401 9515