Başkan Erarslan: “Türkiye’de aktif fay sayısı 500’ün üzerinde ve 5’in üzerinde deprem üreten fay var”
– Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Engin Erarslan:
– “Ülkemizdeki birçok yerleşim birimi ve megapol şehir fay hatları ve bu hatlardan etkilenecek zonlar üzerindedir”
– “Afetlerin felaketlere dönüşmemesi için felaket öncesi önlemlerin alınması vicdani ve sorumluluk gerektiren zorunlu bir görevdir”
Türkiye’de aktif fay sayısının 500’ün üzerinde bulunduğunu ve 5’in üzerinde deprem üreten fay olduğunu söyleyen Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Engin Erarslan, “Ülkemizdeki birçok yerleşim birimi ve megapol şehir fay hatları ve bu hatlardan etkilenecek zonlar üzerindedir. Yerleşim birimlerinin zemin haritalamaları yapılmalı ve risk durumuna göre bu yerleşkelerde gerekli Kentsel Yenileme ve Kentsel Dönüşüm Çalışmaları’nın ivedi yapılması gerekmektedir” dedi.
İlgili üniversiteler ve araştırma birimlerinin yaptığı tetkikler sonucunda Türkiye’de, ciddi büyüklükte ve yıkıcılıkta deprem üretecek fay hatlarının olduğunu gösterdiğini hatırlatan Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Engin Erarslan, birçok yerleşim biriminin bu fay hatlarının üstünde yada ciddi anlamda yakınında olduğunu, Meclisin, Fay Yasası düzenlemesini yapması ve aktif fay hatları ve bu hatlardan etkilenen zonların üzerine yapı yapılmasını engellemesi gerektiğini kaydetti. Erarslan Kentsel Dönüşüm Çalışmalarının mevcut yapı stoğu üzerinde de yapılması çağrısında bulundu.
Yerel yönetimler zemin etüdlerinde Jeofizik mühendislerinin çalışmaları gözardı etmemeli
Yerel Yönetimlerde, Jeofizik Mühendisi istihdamlarının hızlı bir şekilde yapılmasını, zemin etüdü kontrolleri ciddiyetle takiplerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Erarslan Zemin – Mevcut Yapı Stoğu arasındaki problemlerin tespitinde de Jeofizik Mühendislerinin yetkili mühendisliklerden olduğunu ve projelerde yerlerini almaları gerektiğini kaydetti. Ererslan şöyle devam etti:
“Özellikle kamu kurum ve kuruluşu ilgilendiren, kentlerin ilgili dinamiklerini bir araya getiren Afet Risk Yönetimi’ni kurmalı, valilik, yerel yönetimler, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, ilgili meslek odaları, özel sektör, özellikle gönüllülerle, afet öncesi bilinçlendirme, afet anı korunma ve afet sonrası müdahale ve yara sarma çalışmalarının yapılması şarttır. Bir kere değil, rutin şekilde sürece yayılmalıdır.
Afet çeşidi olarak önlenemez afetlerden olan Depremin sonrasında büyük kayıpların olmaması ise afet öncesindeki önlemlerle alınabilir. Afetlerin felaketlere dönüşmemesi için felaket öncesi önlemlerin alınması vicdani ve sorumluluk gerektiren zorunlu bir görevdir.
Bundan dolayı tüm sorumluları göreve davet ediyor, konunun uzmanı Mühendisler olarak üzerimize düşen görev gereği verilecek her sorumluluğa hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz.”