İtiraf ediyorum, çoğu öğrenci gibi bende inşaat mühendisliğini tercih zamanına kadar aklımın ucundan dahi geçirmemiştim. İstediğim hedefi tutturamamıştım ve bölüm araştırmalarına başladım. O kadar stres altındaydım ki bir sene daha bu sınava girmeyi ne göze alabilirdim ne de bünyem kaldırabilirdi. Etrafıma baktım, insanlar ne yapıyor mutlular mı? Çünkü sevemeyeceğim ve yapamayacağım bir işe gitmek istemiyordum. Mesai saatimi nasıl verimli geçirebilirdim? Hedeflerim vardı ve meslek seçimim hedeflerime ulaşmak için önemli bir basamaktı. Bölümü seçerken kendi kendime dedim ki; kendini geliştirebileceğin yerinde sayamayacağın bir bölüm seçmelisin. Hiçbir bölümü küçümsemek haddime değil ama İstanbul’da okumak için okumak istemedim. Mühendislik alanına dair tüm bölümleri en ince ayrıntısına kadar inceledim.
İnşaat mühendisliği bir ayrıydı. Limanlar, köprüler, tüneller, barajlar, santraller, fabrikalar, gökdelenler kısaca devasa şahaser yapılar. Okumadığım blog, forum, yorum vs. bırakmadım. Şantiye ortamına bir yabancı gözüyle baktığımda dahi o ortamın kokusunun ayrı bir tutku olduğunu gördüm. İş ilanlarında özellikle erkek cinsiyeti vurgulanmasına kadar her şeyi göz önünde bulundurdum. Ölmeden önce insanlara faydası dokunabilecek bir yapıda benimde imzam olsun istedim. Kadın olmamın bu mesleği yapamayacağım anlamına gelmediğini gayet iyi biliyordum. İnşaat mühendisliğine karar verdim. Bir kadın olarak inşaat mühendisliğinde atmam gereken farklar olmalıydı. Aslında bunu cinsiyete bağlamak pek hoş bir yargı değil biliyorum ama toplumsal yapımız gereği bunları da hesaba katmam gerekiyordu. Yapmam gereken şeylerin listesini aklımın bir köşesinde yer ettim. Dil, kendini geliştirme, çok okumak, farklılık ve takım işi gerçekleştirebilmek. Bunları hallettikten sonra arada cinsiyet farkı kalmayacağını hayli hayli biliyordum.
İlk olarak bölümü İngilizce okumak istemiştim maalesef bu olmadı ve Türkçe bölüm olmasına rağmen isteğe bağlı hazırlık okumaya karar vererek bu adımlardan birini gerçekleştirdim. Dil sorunumu halletmem gerekiyordu. Okulun sağladığı imkanları değerlendirmek istedim ve Erasmus programına başvurdum. İkinci sınıf bahar dönemimde bu adımlarımdan birini daha gerçekleştirebilme şansı kazandım. Daha birinci sınıfta fakültenin inşaat mühendisleri topluluğunda yönetim kuruluna girdim. Bu süreçte resmi yazışmalar, görev dağılımları, teknik gezi ayarlama, yetkili insanlarla telefon konuşmaları gibi belki bazı insanlar için küçük ama kendi açımdan büyük işler yapmayı başardım. Kendime zorla yaptırımlar uygulamadım uygulayamazdım, severek yapabileceğim adımlarla bu işi ”adam” gibi yapabileceğimi biliyordum. Sadece diplomamı kullanarak iş bulmak istemediğimde ortadaydı. Bu şekilde bölümüne aşık bir öğrenci olarak yoluma devam ediyorum ve belkide hayatımda yaptığım en doğru seçimin bu bölümü seçmek olduğuydu. Belki de henüz bölümün en zor yanlarını görmemiş olabilirim ama bir zahmet zorlaması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta ileride insan hayatını alakadar edecek yapılarda mesai saatlerimi tamamlayacağımın farkındayım.
Yazımı okuyup ufakta olsa bir zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.