Mimaride Yeniden Kullanım ve Potansiyel Keşfi
Daha önceki yazımızda günümüz mimarisinin kaçınılmaz özelliklerinden ve enerji cihetinden bakıldığında ne gibi önlemler alınması gerektiğinden bahsetmiştik. Yeniden kullanım (adaptive reuse) metodunun ise adını anmıştık. Bu yazımızda biraz daha derinlemesine bir kaynak taraması yapmak arzusundayız.
Mimaride yeniden kullanım metodu var olan yapılara yeni bir işlev atanarak, yapıların ömrünün uzatılmasıdır. Mesela önceden fabrika olarak kullanılan bir bina sonradan otele; bir konak iş yerine dönüştürülebilir. Bunun örneklerine çevremizde sık sık rastlarız. Her yapıya bu metot uygulanamayacağından bunun saptanması için geliştirilmiş bazı yöntemler literatürde mevcuttur.
Yeniden kullanım potansiyelinin tespit edilmesine yönelik geliştirilen model, (ARP (adaptive reuse potential model) çeşitli hesaplamalar ve değerlendirme kriterlerine dayanır. İlk defa Langston & Shen (2007) tarafından Hong Kong’taki bir proje üzerinden bahse konu edilen bu model, var olan yapıların yeni işleve adaptasyonu için gerekli uygunluğa sahip olup olmadığını ölçmeye yarar. Langston’un deyişiyle ‘halihazırdaki binalara yeni bir nefes katan’ bu metot beraberinde sosyal ve çevresel yararlar getirmesinin yanında kültürel mirasın korunmasına da yardımcı olur.
Bunun için ilk aşama yedi ayrı kavrama dayanan ‘değer yitirme’ (obsolescence) ölçütlerinin analiz edilmesidir. Sırasıyla fiziksel, ekonomik, işlevsel, teknolojik, sosyal, yasal ve politik değerler tartılır ve değer kayıpları yüzdeler üzerinden belirtilir. Bu değerlerin önemini yitirmesi binanın ileriye dönük hesaplanan elverişli ömründe (useful life) azalmaya sebep olur.
Değer Kaybı Ölçütleri
Fiziksel değer kaybı, strüktürel sistemin sağlamlığı ve bakımının düzenli yapılıp yapılmamasıyla ilişkilidir. Ekonomik açıdan ölçüt, yapının lokasyonudur. Çevredeki nüfusun artması yapının değerini yükseltir. İşlevsel olarak binanın tasarımı baz alınır. Esnek mimariye sahip olmayan yapıların değer kaybı daha üst düzeydedir. Teknolojik açıdan enerji tüketim miktarı göz önünde bulundurulur. Çok yüksek ısıtma-soğutma-havalandırma-aydınlatma yüküne sahip olan yapıların değer kaybı daha yüksektir. Sosyal değerin kaybı ise binanın işlevi ile piyasa arasındaki ilişkiye dayanır. Binanın fizibilitesinin dış gelirlere dayalı olması değerinde azalmaya sebebiyet verir. Yasal açıdan bakıldığında ise yapının ilk tasarımının yüksek standartlara dayanmaması yine değerinde düşmeye yol açacaktır. Son olarak politik değer ise projenin çevresindeki kamusal ilginin yoğunluğuyla ilişkilidir. Politik açıdan kısıtlayıcı müdahalelere maruz kalma potansiyeli yüksek olan yapıların değerlerinde kayıplar yaşanır.
Netice itibariyle bu yedi faktörün yüzde olarak toplamının, yapının fiziki yaşına oranlanması ile bulunan değer ileride bahsedilecek olan formülde kullanılacaktır. Böylece yapının esas efektif kullanım ömrü belirlenmiş olacaktır.
Bütüncül Model
Tüm yapı türleri için geçerli olacak şekilde önerilen model, efektif yaşam süresini hesaplamaya yöneliktir. Model, binanın tahmini olarak beklenen fiziksel yaşam süresi verisine dayanır. Yukarıda belirtilen değer kayıplarının toplamının bu yaşam süresine oranı da bu denklemde yerini alır.
Aşağıdaki denkleme dayanarak binanın fiziksel ömrünün ne kadarlık kısmının etkili yaşama dahil olacağı sonucuna varmak mümkündür.
Lu: Kullanışlı ömür (yıl) (useful life)
Lp: Fiziksel ömür (yıl) (physical life)
Oi: 1’den i’ye kadar olan değer kaybı (yüzde) (obsolescence)
Binanın Fiziksel Ömrünün Tahmini Olarak Hesaplanması
Peki binanın tahmini fiziksel yaşı nasıl hesaplanır? Bunun için de bir fiziksel yaşam hesaplama çizelgesi geliştirilmiştir. Her birine ait 10 soru içeren 3 ana bölümden (çevresel konsept, kullanıcı profili ve strüktürel bütünlük) oluşan bu çizelge ‘evet/hayır’ cevaplarından biri seçilerek doldurulmaktadır. Her bir başlık altındaki 3 soru sonucu etkilemede diğerlerine göre iki kat daha etkili rol oynamaktadır. Hesaplama başlangıcında 100 yıl baz alınır. Bu sürenin üzerinden verilen cevaplara göre eksiltme veya ekleme işlemi gerçekleştirilir. Tahmini sonuçlar 25,50, 75, 100,150,200, 250 veya 300 yıla yuvarlanır.
Bu yöntem ilk defa Langston ‘ın 2008 yılında yayınlanan ‘The Sustainability Implications of Building Adaptive Reuse’ çalışmasında öne sürülmüştür. Geçici olarak inşa edilen strüktürler ve eski anıtlar dışında kalan tüm yapılar üzerinde bu anket uygulanabilir.
Kimi pozitif kimi negatif anlamlar içeren maddeler içerdikleri anlam çerçevesinde değerlendirilir. Bu anket sonucunda potansiyeli olan binalar için genelde 50 ila 250 yıl arasında bir sonuç elde edilmiştir. Aşağıdaki tabloya göre binanın tüm ömrü boyunca yeniden kullanıma yönelik artan ve azalan potansiyellerini görebilmek mümkündür.
Sonuçlar
Şimdiye kadar kafamız biraz karışmış olabilir. Kısaca bir bahsedilen yöntemleri toparlayalım isterseniz.
Değer Kayıpları (Obsolescence): İlk olarak binaya değer katan faktörlerden ve bunlardaki azalmanın binanın kullanışlı olarak geçmesi beklenen ömründe de düşüşlere sebep olacağından bahsettik.
Bütüncül Model ve Denklem: İkinci sırada ise bu değer kayıplarına, binanın tahmini ömrüne ve etkili yaşam süresine dayalı bir eşitliği inceledik. Aralarındaki ilişkiyi anlamak açısından bu matematiksel bir kanıt sundu bizlere adeta.
Fiziksel Ömrün Hesaplanması: Üçüncü ve son olarak ise bahsedilen denklemde kullanılmak üzere binanın tahmin edilen fiziksel ömrünü hesaplamak üzere geliştirilen çizelgeden bahsettik.
Langston ve Shen netice itibariyle 64 farklı projeye bu modeli uygulamışlar. Çizelgeye ve denkleme dayanarak kendi hesapladıkları tahmini efektif yaşam süresi ile gerçekte olan durumu kıyaslamışlar. Sonuç olarak aşağıdaki grafikte kırmızı çizgi üzerinde veya çizgiye yakın olanların birbiriyle tutarlı sonuçlar olduğunu söyleyebiliriz.
Hesaplamaların detaylarına, 64 projenin çalışma listesine ve örnek proje özelindeki hesaplama yöntemine ulaşmak için yararlanılan kaynaklar listesine göz atabilirsiniz. Kaynaklara internet üzerinden ücretsiz erişim mümkündür.
Yararlanılan Kaynaklar:
- Langston, C. (2008). The sustainability implications of building adaptive reuse. Australia: Bond University.
2. Langston, C., Shen, L. (2007). Application of the adaptive reuse potential model in Hong Kong: a case study of Lui Shen Chun. International Journal of Strategic Property Management, 193-207.