Günümüzde kentsel dönüşüm çalışmalarının temeli geçmişteki plansız kentleşme politikasıdır.
Yaşadığımız yerdeki düzensiz yerleşim maalesef ileriyi düşündüğümüzde önümüze sağlıklı bir şehirleşme sunmuyor. Kentsel dönüşümün temelleri de atılmış oluyor. Bilindiği gibi 1940 ‘lı yıllarda başlayan kentsel dönüşüm çalışmaları günümüze gelene kadar birçok iz bırakmıştır. Detaylı bir şekilde irdelediğimizde kentsel dönüşümün sosyal boyutu aslında düşünmemiz gereken en önemli unsurdur.
Genel olarak kentleşme olgusu beraberinde çözülmesi zor problemleri de getirmiştir. Kentsel dönüşümün en çok etkilediği gecekondu bölgelerine değinmek istiyorum. Gecekondu anlayışı o bölgede yaşayan bazı kesimlere göre önünde bahçesi olan sobası tüten komşuluk ilişkilerinin ve mahalle anlayışının oldukça iyi olduğu bir yaşamken, bu bölgelerde yaşayan bir kısım halk ise gecekondu hayatının oldukça zahmetli sağlıksız ve zor bir yaşama sahip olduğunu savunuyor. Her iki türlü düşündüğümüzde kentsel dönüşüm beraberinde getirecekleriyle beraber herkesi memnun etmelidir. Ne yazık ki Fikirtepe örneğinde de gördüğümüz gibi rant her zaman halk için bir tehdit unsuru olmaktan öteye geçememiştir. Sadece birkaç açıkgözlü bu işin ekmeğini bu bölgelerde yemiş, halk ise rant gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmıştır.
Gecekondularda nasıl iki ayrı düşünce varsa kentsel dönüşümün kapsadığı diğer mahallerde de farklı fikirler göze çarpmaktadır. Daha modern ve hızlı yaşama arzusu bir kısım için öne çıkmaktayken, başka bir kısım komşuluk ilişkilerinin var olduğu mahalle kültürünün yaygın olacağı bir şehirleşme politikasının oluşturulmasını istemektedir. Ama ne yazık ki günümüzde uygulanan kentsel dönüşüm politikası her kesime hitap etmemekle birlikte çoğu sakinin fikirleri bile alınmadan uygulanmaya çalışmaktadır. Burada da işin içine rantın girildiğini açıkça görmekteyiz. Proje ofislerine ve belediyelere bu noktada çok büyük iş düşmektedir. Sakinlerin istekleri doğrultusunda yapılan kentsel dönüşüm her zaman hem sosyal açıdan hem şehirleşme açısından en önemlisi vicdani açıdan çok önemlidir. Gelen her talebin uygulanması elbette çok zordur fakat en uygun çözüm en sağlıklısı olacaktır. Bu sayede mutlu kentleşme mutlu insanları doğuracaktır.
Sonuç alarak bir evde anne mutsuzsa herkes mutsuz olur anlayışını tüm şehre yaydığımızda sosyal açıdan çok büyük ilerleme kat etmiş oluruz. Sakinlerin fikirlerini geri plana atmadan, onların isteklerini gerçekleştirecek şekilde aynı zamanda yüklenicinin ve belediyenin de zarar görmeyecek şekilde yaptığımız her eylem olumlu sonuçlar meydana getirecektir. Sıkışık şehirler, ruhsuz yapılar insanlar için her zaman bir tehdittir. Kentsel dönüşümden en güzel şekilde faydalanmak herkes için merhametli bir yaşam anlayışını oluşturacaktır.