Bu günlerde ne kadar da çok “istinat duvarı yine çöktü “ cümlesini duyar olduk değil mi? İstanbul’da son 10 günde Beyoğlu, Sancaktepe ve Ümraniye’de 4 ayrı istinat duvarı çöktü. Sütlüce’de istinat duvarının yıkılması sonucu meydana gelen toprak kaymasında ise 4 katlı bina tamamen çöktü. Bugün ise Ümraniye’de yapımı devam bir inşaatın istinat duvarlarının çökmesiyle araçlar çukura düştü. Bu çöküşlerde şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı.
Peki bu istinat duvarları neden çöküyor?
Uzmanlar giderek büyüyen tehlikeye şöyle dikkat çekti: istinat duvarlarının yanlış projelendirildiğini ve denetimden uzak bir şekilde yapılması sonucu bu durumlar ortaya çıkıyor. Yani istinat duvarlarının gelişi güzel yapılması. Oluşan durumlarda göz önünde . Ve tabii ki de giderek büyüyen sorun de.
Çöken istinat duvarlarının imalatının yanlış olduğuna dikkatini çeken TMMOB İnşaat Mühendisleri Başkanı Nusret Suna, ” Derin kazı hafriyatı yapılırken ,toprağı tutmak için bir dayanma yapısı yapılır. Buna halk dilinde istinat duvarı denir. Burada Ümraniye’de gördüğümüz olay şu; arazi yapısına ve yapılan hafriyat derinliğine uygun olarak bir istinat seçilmemiş. Çökme bundan dolayı. Bu çok açık. İstanbul’da çöken diğer istinatlar içinde geçerli. Yapılan hesaplar yetersiz ve denetimsiz yapıldıkları çok açık. Yağmur bir etkendir. Bir tetikleyicidir. Ama yağmurdan dolayı yıkıldı demek çok yanlıştır. Mühendislik hesapları yapılırken son 100 yıllık yağmur ortalamasına göre yapılır. Yani yağmur yükünü de alacaksınız, arkasında yol varsa yol yükünü de alacaksınız. Bina varsa binada alınır. Toprak yükünü de alarak öncelikle o arazi yapısına, zemin değerlerine uygun bir istinat duvarı yapmak gerekir. Ama Sütlüce , Sancaktepe ve Ümraniye’de görüyoruz ki kesinlikle söylediklerime uyulmadan yapılmış bu yapılar ve denetim de yok” dedi.
Aynı zamanda Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri Ali Hacıalioğlu ise kamusal denetimin yetersiz olduğuna vurgu yaptı. Ve istinat duvarlarında barbakan dediğimiz duvarın arkasındaki suyu tahliye eden deliklerin dahi açılmadığını vurguladı. Bunu mühendislik, mimarlık okullarının birinci sınıfında öğretilmesi rağmen böyle bir şey yok dedi.
Kısacası asıl sorun mühendisliğin kullanılmaması. Müteahhitlerin birçoğunun daha çok kar amacı güdüp kendi kafalarına göre projelendirme yapması. Başka bir şey ile izah edilemez bu durum.