Serinin ilk yazısını buradan okuyabilirsiniz
İş Sağlığı ve Güvenliğinde Doğru Bilinen Yanlışlar-1/ Denetim
Örgüt İçi İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri
Eğitim, kişinin düşünebilmesini sağlamak için aklın geliştirilmesidir. Doğru düşünüp, doğru kararlar verebilmek adına başlayan ve biten değil, girişilen ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Eğitimde esas olan kişinin duygu ve düşünce dünyasını genişletmek, duygu ve düşüncesi ile doğru çıktılara ulaşabilmesini sağlamaktır. Bu, herhangi bir eğitim sürecinin ana hedefidir. Eğitim, ömür boyu devam eden ve hiç bitmeyen bir süreci ifade eder. Edinilen tüm bilgi ve kazanılan tüm tecrübeler bu sürecin bir parçasıdır. Öğretim ise formel, yani resmi ve biçimseldir. Eğitim ile öğretim kavramları iç içe fakat birbirinden ayrı kavramlardır. Eğitim kavramı, öğretim kavramına göre daha geniş kapsamlıdır. Tüm öğretim faaliyetleri aynı zamanda eğitim faaliyetidir. Ancak tüm eğitim faaliyetleri aynı zamanda öğretim faaliyetleri olarak nitelendirilemez.
Eğitim, bireyin davranışlarını değiştirmeye yönelik, ancak belli bir hat ve sınır olmaksızın süreğen bir eylemi ifade eder. Öğretim ise eğitimin programlı ve sınırları çizilmiş bölümüdür. Yani belli bir zaman diliminde belli bir program dahilinde yürütülen bir faaliyettir. Öğretim faaliyetleri genellikle kurumsal ve resmi bir çatı altında yürütülen sınırlı faaliyetleri içerirken, eğitim, bireyin etkileşim içinde olduğu kişi ve grup marifetiyle ömür boyu devam eden bir süreçtir.
Mevcut durumda sık ve genel olarak yapılan hata, işletmede çalışanlara yönelik düzenlenen iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin, eğitim değil bir öğretim eylemi olmasıdır. Dolayısıyla iş sağlığı ve güvenliği eğitimi ifadesiyle nitelendirilmiş olan bu faaliyeti ele alma biçimimiz kavramın özüne sadakati gerektirmektedir. Bu yaklaşım da iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin doğal bir yaşam biçimi oluşturmayı hedefleyen kültürel zeminde ele alınmasını ve buna yönelik politika ve programlar oluşturulmasını gerekli kılmaktadır.
Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği eğitimi diye adlandırılan faaliyetlerin öğretim faaliyeti olarak biçimsel bir yapıda ve muhatabına bir ürün olarak sunulduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle mevzuatın bu anlamda bir eğitim süreci değil bir öğretim programı belirlediğini görüyoruz. Burada bir çelişki oluşmaktadır; zira mevzuatın eğitim diye adlandırdığı ve biçimlendirdiği program bir öğretim faaliyetidir. Yani mevzuat bir öğretim faaliyetini eğitim faaliyeti olarak ele almaktadır. Burada doğru bilinen bir yanlış söz konusudur.