Hemen hemen hepimizin bildiği bir söz vardır; kerameti kendinden menkul diye…
İş sağlığı ve güvenliği camiasında üç sınıf uzman olduğunu biliyoruz. Yasal düzenlemeler A/B/C şeklinde üç kategori uzmanlık sınıflaması tanımlıyor.
Alfabetik sıralamada A, B den, B ise C den önce geldiği için bu sınıfta görev yapan uzmanlar kerameti kendinden menkul bir yöntem ile önce gelen harfin sonra gelen harfe üstünlüğü olduğunu kabul ediyorlar.
Bu anlayışa göre A sınıfı uzmanlar B ve C sınıfı uzmanların, B sınıfı uzmanlar ise C sınıfı uzmanların yöneticisi oluyor. Bu sınıflamanın, muhatabına bir yöneticilik atfettiğinin doğru olduğunu fakat yöntemin alfabetik sıralama ile ilgisi olmadığını iddia eden biri varsa şayet tezini delilleriyle birlikte dinlemeye hazırım!
Yasal mevzuat iş güvenliği uzmanına herhangi bir iş güvenliği uzmanı ile ast – üst ilişkisi kurması yönünde bir yetki ve sorumluluk yüklemiyor.
A/B/C kategorizasyonunun tek amacı var; o da iş güvenliği uzmanlarının görev yapabileceği işyerlerinin tanımlanması.
Malumunuz üzere işyerleri de çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olmak üzere üç kategori olarak tanımlanmış. İş güvenliği uzmanlığındaki bu üç kategori tanımlama, üç sınıfa ayrılan işyerlerindeki görevlendirme ile alakalı. Bunun dışında başka hiçbir hususiyet ve uzmanlar arasında ast – üst anlamına gelecek hiçbir hiyerarşik düzen söz konusu değil.
Eskilerin, “insan insanın kurdudur” diye bir sözü var.
Camiadaki bu çarpık anlayış bana evvelkilerin bu sözünü hatırlatıyor.
Bu yanlış algı sebebiyle uygulamada birçok sorun yaşanıyor.
Uzman, uzmanın amiri olma hevesiyle asli işini unutup bambaşka şeylerle ilgilenmeye başlıyor.
Bu yanlış algıdan doğan birçok yanlış uygulama var fakat şimdi sözü uzatmak istemiyorum.
Siz zaten yaşanan sorunları yakinen biliyorsunuz.
Ne yapmak lazım?
İş güvenliği uzmanı arkadaşlarıma tavsiyem, yalnızca meslekleri ile ilgilenip kendilerini geliştirmeye çalışmaları ve bir diğer sınıfta görev yapan uzman arkadaşına amirlik yapmaya heveslenmemeleri; diğer kısım arkadaşlarıma tavsiyem ise uzmanın, uzmana amir olmadığını bilmeleri ve kimsenin boyunduruğu altına girmeden daima işlerini en iyi şekilde icra etmenin yollarını aramaları şeklinde olacaktır.
Bir diğer konu ise daha evvel çok yazmış olmama rağmen yine üzerinde birkaç cümle ile durmak istediğim iş sağlığı ve güvenliği yöneticiliği (müdürlüğü, koordinatörlüğü) konusu.
Bu alanda yöneticilik pozisyonuna getirilmiş kişilerin çoğunlukla yönetim bilgi ve becerilerinden ziyade yanındaki diğer meslektaşlarına nispeten meslekte biraz daha fazla zaman geçirmiş olmaları sebebiyle görevlendirildiklerini görüyorum.
Tabi bu durum başlı başına büyük bir sorun ve bu temel sorun sebebiyle doğan birçok sorun var ki doğan bu sorunlar üste üste binip çığ gibi büyüyerek ve kronikleşerek iş sağlığı ve güvenliği süreçlerini felç ediyor.
Bu soruna yönelik olan çözüm önerilerimi geçmiş yazılarımda ayrıntılı şekilde ifade ettim. Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliği yöneticiliği pozisyonuna getirilmiş kişilere özet şeklinde önereceğim şey şu:
“İş sağlığı ve güvenliği yöneticileri olarak, kendi bölümlerinize / alanlarınıza has görevlerde becerili olmaktan, yani iş sağlığı ve güvenliği konularına yönelik beceri kazanmaktan ziyade bu görevi yapan grupları ve bu görev ile ilgili süreçleri yönetmede becerili olmaya doğru yönelmelisiniz.”
Bu önerimi uygulayanlar hiç zarar etmeden çok faydasını gördüler.
Sizler için de tavsiyem bu…