Merhabalar,
Son zamanlarda sıkça şantiyelerde gördüğüm bir tabelanın ardından bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Şantiyelerin giriş kısmında,özellikle görülebilecek noktalarda yer alan,sektörden olmayan kişilerin ”vay be C35 beton kullanılıyormuş” dediğini sıkça duyduğum,şantiyelerimizin olmazsa olmazı,inşaatın ana maddelerinden beton.
Tabi öncelikle C35 nedir? Bununla başlamak istiyorum. C harfi ingilizce ”concrete” kelimesinden gelmektedir. Teknik olarak bu beton sınıfının silindir dayanımı 35 N/mm2 15×15 cm eş değer küp dayanımı ise 45 N/mm2 ‘dir. Ülkemizde genellikle C30 sınıfı beton tercih edilmektedir. Deprem yönetmeliği 2007 de ise deprem bölgelerinde yapılacak yapılar için C20 beton sınıfından daha düşük dayanımlı beton kullanılması yasaktır. Gökdelen tipi yüksek yapılarda ise beton sınıfı C50-C60’ları bulmaktadır. Deprem ülkesi olan Türkiye’de bu terimleri bilmek önemlidir.
Peki görseldeki gibi şantiyeye gelen C35 betonun dayanımının aynı kalması için neler yapılmalıdır?
Betonun yerleştirilmesi ve bakımının yapılması dökülecek betonun öngörülen dayanımını kazanması için önemlidir. TS1247 ve TS1248 yönetmeliklerine göre bakım işlemi yapılmalıdır. Beton yerleştirmesinden önce, kalıplar sağlam,temiz ve yağlanmış olmalıdır. Beton teslimi sırasında istenmiş olan ürünün özellikleri irsaliye fişinden kontrol edilmelidir. Döküm sürecinden önce planlama yapılmalıdır. Beton yerleştirilmesi sırasında ise beton kalıba fazla yüksekten dökülmemeli ve yatay tabakalar halinde döküm yapılmalıdır. Beton sıkıştırması için vibratör kullanılmalıdır. Vibratör işlemi oldukça önemli bir işlem olup ucu beton içine hızlıca daldırmak ve yavaşça çıkarmak gerekir. Vibratör betona düşey olarak daldırılmalı ve kalıplara kesinlikle temas etmemelidir. Vibratör beton içerisinde uygun bir süre tutulmalı,kısa ya da uzun süre tutulmasından kaçınılmalıdır. Yanlış vibratör uygulaması sonucunda betonun homojenliğinin bozulacağı unutulmamalıdır.
Betonun döküm işlemi kadar beton bakımı da önemli bir faktördür. Bakım yapılmasındaki amaç oluşabilecek su kaybını engellemek ve hidratasyon reaksiyonlarının zamanında ve doğru bir şekilde oluşmasını sağlamaktır. Reaksiyonun devamı için uygun su ve sıcaklık gerekmektedir. Betonun su kaybetmesini önlemek için bazı yöntemler geliştirilmiştir. Bunlar su geçirmeyen bir örtü ile yüzeyin kapatılması,beton yüzeyinin sürekli olarak nemli kalmasının sağlanması,kimyasal katkı malzemeleri ile beton yüzeyini kaplamak olarak söylenebilir.
Betonun bakımı ve dökümünün sıcak ve soğuk havalarda ekstra işlemler gerektirebileceği unutulmamalıdır.
C35 beton sınıfında döktüğümüz betonumuz bu işlemler aksatıldığında dayanımını kaybedecektir. Reklam görünümünde yer alan bu tabelalar kadar imalat sürecinin de ne denli önemli olduğunu bu yazımda aktarmaya çalıştım.
Bir başka örnekle yazımı sonlandırmayı düşünüyorum. Özellikle havanın sıcak olduğu günlerde beton santralinden şantiyeye gelene kadar buharlaşma nedeniyle beton karışımı su kaybedecektir. Bu noktada yıllardır eğitim sürecimde duyduğum büyük sorun devreye girmektedir. Su kaybı sonucunda koşullar göz önüne alınarak su ve katkı ayarı yapılmalıdır. Ancak bu noktada işçilerin başvurmak istediği yöntem reçete harici su katma işlemi olmaktadır. Bu işlem sonucunda beton dayanımını büyük ölçüde kaybetmekte ve C35 betondan eser kalmamaktadır. Sorumlu şef bu duruma engel olmayarak katliama izin vermiş olacaktır.
Daha güvenilir yapılar için lütfen beton uygulamasına dikkat edelim. Yapılan hataların onlarca kişiyi etkileyeceğini göz önünde bulunduralım.
Sağlıcakla kalın.