Türkiye’de ve dünyada ekonomik faaliyetin itici güçlerinden olan inşaat sektörünün 2016 itibarıyla küresel ekonomiden aldığı pay %10-12 seviyesindedir. İnşaat sektörünün Türkiye’de GSYH içindeki payı ise %8-9 ile dünya ortalamasının bir miktar altındadır. Gelişmekte olan ülkelerde sektörün büyüme oranları, görece canlı ekonomik aktivite ve yüksek yatırım potansiyeli paralelinde gelişmiş ülke ortalamalarının üzerinde seyretmektedir. 2025 itibarıyla sektörün ekonomideki payının gelişmekte olan ülkelerde %16-17, gelişmiş ülkelerde ise %10 düzeyinde olacağı tahmin edilmektedir.
İnşaat sektörü tarihsel olarak dünya genelinde ekonomik aktiviteye oldukça paralel bir seyir izlemekte ve genel olarak sektördeki büyüme, ekonomik büyüme oranlarının üzerinde seyretmektedir. Ancak, son 2 yılda gelişmekte olan ülkelerde ekonomik aktivitenin görece zayıf seyretmesi inşaat sektörünün performansının da genel ekonomik aktivitenin altında kalmasına neden olmuştur. 2015 yılında küresel büyüme %3,2 düzeyinde gerçekleşirken, inşaat sektöründe büyüme %2,4 düzeyinde kalmıştır. 2016 yılında da, inşaat sektöründe büyümenin %2,8 düzeyinde gerçekleştiği ve küresel büyüme tahmini olan %3,1’in altında kaldığı tahmin edilmektedir. Türkiye’de ise %4,9 büyüme ile GSYH büyümesinin altında performans sergilenen 2015 yılının
ardından sektörün 2016’da yeniden hızlı büyüme eğilimine girdiği görülmektedir. Nitekim, yılın ilk üç çeyreğinde sektörde büyüme yıllık %7,4 düzeyinde gerçekleşmiştir.
İnşaat ve gayrimenkul sektörünün küresel ölçekte finansal piyasalara entegrasyonu artmaktadır. Bu çerçevede,
gayrimenkule dayalı menkul kıymetlerin alım-satım ve değerleme işlemlerinin yapıldığı piyasaların iş hacmi artmakta ve kullanılan ürünler çeşitlenmektedir. Öte yandan artan entegrasyon, ekonomileri sektördeki arz-talep dengesine ve buna bağlı olarak finansal piyasalarda oluşabilecek varlık balonlarına duyarlı hale getirmektedir. Dolayısıyla, inşaat ve gayrimenkul sektörü büyüme hızına paralel olarak dünya genelinde çok sayıda yasal
düzenlemeye konu olmaktadır.
Türkiye’de inşaat faaliyetleri, değişen yaşam tarzı ve gelişen ihtiyaçlara bağlı olarak dönüşüm geçirmektedir. Son yıllarda sektörde oluşan yeni eğilimler doğrultusunda akıllı bina sistemleri, çevreci yapılar, modern yaşam alanları, ev-ofis sistemleri ile eğlence ve aktivite merkezleri modern projelerin vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Konut piyasasında kentsel dönüşümün önemi artarken, konut-dışı ticari yapılarda ise sosyal ihtiyaçları odağına alan yapılanmalar söz konusu olmaktadır. Kamu kaynaklı büyük altyapı ve dönüşüm projeleri ile yurt dışı müteahhitlik işleri de sektörün iş hacminde önemli paya sahiptir. Sektöre yönelik doğrudan yabancı yatırımlar da artmaktadır.