TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi 2018 yılının 3. çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre %1.6 büyüme kaydetti. İnşaat sektörü ise 2018 yılının aynı döneminde %5.3 ‘lük bir daralma yaşadı.
Türk Lirasındaki sert değer kayıpları, iç talepteki yavaşlama ve finansal koşullardaki sıkılaşma nedeniyle Türkiye ekonomisi düşük bir büyüme performansı gerçekleştirdi. Tarım, sanayi ve hizmet sektörleri büyümeye pozitif katkı sağlarken, ekonomimizin lokomotifi olarak gösterilen inşaat sektörü büyük bir daralma yaşadı.
ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE NELER YAŞANMIŞTI?
Rekor seviyelere ulaşan faiz oranları nedeniyle oluşan iç talepteki yavaşlama özellikle konut satışlarında büyük bir azalmaya neden oldu. Ekonomide yaşanan gelişmelerin ardından oluşan sert kur hareketleriyle artan maliyetler ise tüm müteahhitleri zor duruma soktu. Devletin yaşadığı nakit sıkışıklığı nedeniyle hakediş almakta zorlanan kamu müteahhitleri, artan inşaat maliyetleriyle birlikte birçok projeyi durdurdu.
Çok sayıda inşaat şirketinin konkordato ilan ettiği dönemde, maaş ödemelerinde de büyük sıkıntılar yaşanmıştı. Yaşanan bu parasal sıkışıklık nedeniyle duran projeler birçok meslektaşımızın işten çıkarılmasına sebep olmuştu. Yaşanan bu işten çıkarılmaların önümüzdeki aylarda işsizlik rakamlarına da yansıması beklenmekte.
İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ NELER BEKLİYOR?
Geçen yılın aynı döneminde %18.8 ‘lik rekor büyüme kaydeden inşaat sektörü, yıllar sonra ilk kez daralma yaşadı. 3. çeyrekteki tablonun yılın son çeyreğinde de çok fazla değişmediği düşünüldüğünde, sektörün yılın son 3 aylık döneminde de daralma yaşayacağı öngörülüyor.Yatırım yapmayı ve konut satın almayı neredeyse imkansız hale getiren faiz oranları düşmedikçe daralmanın devam etmesi muhtemeldir.
Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak kabul edilen inşaat sektörünün çok sayıda sektörü etkiliyor. Eğer gereken önlemler alınmazsa inşaat sektörünün içinde bulunduğu durum, ekonomimizin resesyona girmesine neden olabilir.