İnşaat mühendisliği, malzeme ve tekniği en iyi şekilde bir araya getiren, yapıların plan, proje, yapım ve denetlenmesiyle uğraşan temel mühendislik dalıdır. Mühendislik; yani “engineering” latince “ingenium” kelimesinden türemiştir. Ingenium doğal kapasite ve icat anlamı taşımaktadır.
İnşaat mühendisliği tarihini tam olarak bilmek elbette ki çok zordur. Ancak insan varlığının başlangıcından beri hayatın vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. İlk örnekleri MÖ 4000 ve MÖ 2000 yıllarında arasında bu alanda dönemin en iyi topluluğu olan Antik Mısır’da başlamıştır. Bunun yanı sıra Mezopotamya’da da belli örnekleri bulunmaktadır.
İlk mühendislik icatları olan tekerlek ve yelken özellikle ulaşım alanında mutlak bir gelişme sağlamıştır. Bu dönemlerde mühendislik ile mimarlık arasında bariz farklılıklar yoktu günümüzde olduğu gibi. İnsanlar her iki mesleğin de teknik özelliklerine sahip olurlardı. Tekerlek ve yelkenden sonra ilk büyük mühendislik örneği Mısır Piramitleridir. Mısır Piramitlerinin MÖ 2700 – MÖ 2500 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Hala net olarak hangi teknikler ile yapıldığı belirlenemeyen bu yapılar günümüzde bile heybetli görünüşünden kayıp vermemiştir.
Diğer mühendislik alanında uzman milletlerden bir tanesi de Antik Yunanistan’dır. Antik Yunan’da bunun simgesi haline gelen yapı ise Athena Tapınağı’dır. MÖ 447-438 yılları arasında yapılan bu tapınak, tanrı Athena’ya şükranlarını iletmek amaçlı yapılmış, bu sayede de mühendisliğin dini yapılarda da başarılı şekilde uygulandığı fark edilmiştir.
Bunun dışında Çinliler de mühendislik alanında tecrübeli olan bir millettir. Çin İmparatoru Shih Tuan Ti’nin verdiği emirle yapılan Çin Seddi bu örneklerden biridir.
Avrupa’da Mühendislik
Mühendislikte ve özellikle otoban ve yol yapımında oldukça yüksek bilgilere sahip bir diğer ülke de Fransa’dır. Özellikle Sanayi Devrimi ile birlikte hızla yükselişe geçen Fransa, malzeme bilimi konusunda kendini oldukça geliştirmiş, otoban ve karayolu kavramlarının ortaya çıkmasında öncülük etmiştir. 1747 yılından itibaren “Köprü ve Karayolları Ulusal Okulu” adı altında ilk modern mühendislik okulunun temellerini atmışlardır. Bu okullarda hidromekanik, makine mekaniği tasarım ve hesaplama konusunda eğitim almışlardır.
İnşaat mühendisliği terimi ise dünyada ilk olarak “civil engineering” şeklinde 18. yüzyılda, askerî mühendislik eylemlerinden farklı olarak sivil halkın mühendislik hareketlerini betimleyebilmek için kullanıldı. Eddystone Fenerini inşa eden John Smeaton kendi kendine inşaat mühendisi diyen ilk kişi olarak tarihe geçti. John Smeaton ve arkadaşları “İnşaat Mühendisleri Smeatonian Derneğini” kurdular. Bu dernekte mühendisliğe dair sohbetler edip insanlığa nasıl faydalı buluşlar yapabileceklerini tartışmışlardır.
İlk Resmi Kurum
İlk resmi kurum 1828 yılında Londra’ da kurulmuş ve ilk başkanı da Thomas Telford olmuştur. Kurum 1828 yılında İnşaat mühendisliğini resmi olarak meslek ilan edip ilk kraliyet namesini kazanmasını sağlamıştır.
İlk Türk Kadın Mühendis
Kadınların bu mesleğe girmesi ise ülkemizde 1920’li yılların başlarında başlamıştır. İlk kadın mühendisimiz ise Sabiha Gürayman olmuştur. Bugünkü adıyla İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun olmuş ve birçok kadın için öncü olmuştur. Türkiye’deki birçok okul, köprü, hükümet konağı ve binanın yapımında görev yapan Sabiha Gürayman, 1941’de Anıtkabir ve TBMM inşaatlarında 10 yıl süreyle görev yaptı.
Günümüzde ise hemen hemen her ülkenin üniversitelerinde mühendislik bölümü olup başarılı şekilde eğitimler almaktadırlar. Genel olarak, İnşaat Mühendisliği; büyüyen dünya ile birlikte, insan yapısı değişmez projelerin genel arayüzü ile ilgilenir. Genelde inşaat mühendisleri kendilerine verilen sınırlar içerisinde sabit projeler hazırlamak ve toplum, sınıflandırma, drenaj, kaldırım, su temini, kanalizasyon hizmetleri, iletişim kaynağı, elektrik ve arazi bölünmelerinde hizmet etmek için bilirkişi ve uzmanlaşmış inşaat mühendisleri ile yakın bir şekilde çalışır.