Tredgold’un 1800’lü yıllarda ifade ettiği gibi, inşaat mühendisliği doğanın bize sağladığı olanaklardan faydalanarak, yine doğanın olumsuz etkilerinden korunabilme sanatıdır. Binlerce yıldır doğanın bize verdiklerini (taş,toprak,kum,çakıl,demir,ahşap) kullanarak ev, baraj, sulama kanalı, yol, köprü, tünel, havalimanı gibi yapılar inşa ederek doğanın koymuş olduğu engelleri aşmaya çalışmışlardır.
Dünyamızda hüküm süren doğa koşullarını ileri bir düzeyde öğrenildiğini, çeşitli konularda büyük aşamaların kaydedildiğini biliyoruz. Şimdi önümüzde keşfedilecek, öğrenilecek yeni dünyalar ve yeni doğalar mevcut. Özellikle Ay’da ve Mars gezegeni için çalışmaların iyice yoğunlaştığı, uzayda yerleşim çağının yaklaştığı şu zamanlarda inşaat mühendislerinin yeni görevlerine hazırlanma sürecide hızlanmıştır. Özellikle;
- Ulaşım
- İnşaat malzemeleri üretimi
- Toprak işleri
- Yerleşim yeri seçimi
- Yapım yönetimi
- Çevre sağlığı
gibi konularda inşaat mühendislerinin fikirlerine, araştırmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konularda özellikle Ay’da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Zemin özellikleri ve sismoloji ileri derecede incelenmiş, yerinde yapılan deneyler ile zemin mekaniği konusunda oldukça geniş bilgiler elde edilmiştir. Bu araştırmalara devam edebilmek adına Ay toprağının benzerleri gezegenimizde üretilmeye başlanmıştır. Ay toprağından elde edebileceğimiz inşaat malzemeleri – en başta ay betonu olmak üzere – ileri seviyede araştırmalar yapılmıştır.
Dünyada doğa olaylarından korunabilme sanatını icra eden inşaat mühendislerimiz, Ay’da ise meteor çarpmalarından korunabilmenin yollarını özellikle yerel malzemeler kullanılmasına önem ve ağırlık vererek araştırılmıştır. Bu önemli araştırmaların sonucunda, yapıların 2-6 m kalınlıkta ay toprağı ile örtülmelerinin yeterli korumayı sağlayacağını öğrenmiş durumdayız.
YAPILARIN ŞEKİLLERİ VE TİPLERİ
Ekonomik açıdan yapıların küre veya torus ( simit ) biçiminde olması düşünülürken, hareketli yüklerin yanında bir de iç basınç etkisi olacağından çok çeşitli yapı tipleri ile karşılaşma mümkün olacaktır. Örneğin şişme yapı, tensegrik ( çekme,tümleşik ) yapı, vs.
Yine yapılan araştırmaların sonucunda, fazla miktarda ay toprağına ihtiyaç duyulduğu ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple yürütülecek kazı-dolgu işlemleri için bilindiğin dışında daha özel tekniklere ihtiyaç duyuluyor. Daha önce Ay’a yapılan seferlerde, çeşitli arazi araçları başarıyla kullanılmıştır. Enerji nakli için kullanılması öngörülen karayolu,demiryolu ve kablolu ulaşımlar içinde çalışmalar sürdürülmektedir.
ROBOTLAR KULLANILACAK
İş zorlukları, çalışılacak ortamın riski düşünüldüğünde yapım işleri için robotların kullanılması gerektiği gerçeği kendiliğinden ortaya çıkıyor. Böyle bir durumda yapım yönetimi inşaat sektöründe pek çok yeniliğe zemin hazırlamış olacaktır. Henüz Uzay’a şantiye kurma gibi çalışmalar olmasada Japonlar bu konuda yine iddialı. İnşaat firması Kajima’nın testlerine çoktan başladığı A4CSEL adlı otonom inşaat makinası belirli çalışmalarda kullanıldı. Şimdiki hedef ise bu cihazı çeşitli güncellemelerden geçirerek uzay araştırmalarında kullanmabilmek.
İnşaatlarda şantiye yerinin seçimi, planlanması, yerleştirilmesi gibi konular, Ay’da da mevcut olacağından bu konularda çok ileri araştırmalar ve çalışmalar yapılmaktadır.
Yürütülmekte olan, mikro yerçekimi (mikrogravite) bulunan ortamda akışkanlar mekaniği uygulamaları, ölçüm ve aplikasyonlar, çeşitli firmaların yaptığı çizimler ve tasarımlar göz önüne alındığında inşaat mühendisliğinin gerçek çalışma düzeyi ortaya çıkacaktır. Sonuç olarak ortaya “ uzay inşaat mühendisliği” gibi bir kavramı çıkacaktır. Bu kavram henüz ortaya çıkmamış olsada bu konuda bize öncülük edecek olan, Mars gezegenindeki araştırmalara hak kazanan mimarımız Saadet Yüncü’yü buradan tebrik ediyorum. Hep birlikte nice araştırmalara!
Kübra GÜRBÜZ
Kaynak : Türkiye Mühendislik Haberleri Dergisi, Sayı 494, 2017-2