TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, 2022 yılı yeni asgari ücreti ve mühendislerin ekonomik koşulları hakkında bir basın açıklaması yaptı.
Alım Gücü, Geçmiş Yılların Altında Kaldı
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun Aralık ayının başından bu yana sürdürdüğü görüşmeler neticesinde 2022 yılı için asgari ücret net 4250 TL olarak belirlendi ama yüzde 50 oranında zam yapılan asgari ücretin gerçek değeri, yani alım gücü geçmiş yılların oldukça gerisinde kaldı. 2021 yılı başında 384 Dolara denk gelen asgari ücret bu yılın sonu itibariyle 274 Doların altına düştü bile.
İnşaat Sektöründeki Kriz, İnşaat Mühendislerine Yükleniyor
İnşaat Sektörü özelinde ise, bir süredir artan maliyetler etkisinde üretim sıkıntısı baş gösterirken, döviz kurlarındaki dalgalanmanın da yansıması görülebiliyor. Sadece Ekim ayında, aylık bazda yüzde 4,75 olarak belirlenen inşaat maliyet endeksinin yıllık seviyesi yüzde 41,93`e ulaştı. Genelde ülke ekonomisinin özelde ise inşaat sektörünün krizi inşaat mühendislerinin üzerine yükleniyor.
Meslektaşlarımız Yoksullaşıyor, Değersizleşiyor
Bu tablonun seyrine göre meslektaşlarımız yoksullaşıyor, emekleri değersizleşiyor, borçlanıyor ve işsiz kalıyor. Odamızın, üyelerimiz arasında yaptığı araştırmaya göre inşaat mühendislerinin yüzde 74,6`sı ücretli olarak çalışıyor; yani her on mühendisten yedisi. 2021 yılı itibariyle meslektaşlarımızın yüzde 27,5`i asgari ücretin bile altında kalırken, yüzde 20,3`ü ise asgari ücret veya onun biraz üstünde gelir elde ediyor. Hali hazırda yarısı asgari ücret seviyelerinde ve altında çalışan inşaat mühendisi oranının 2022 yılında çok daha artacağını tahmin etmek zor değildir. Mühendis emeğinin böylesine değersizleştirilmesi kabul edilebilir gibi değildir. Oysa çözüm bellidir; SGK ile TMMOB arasında imzalanan Ücretli Çalışan Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Asgari Ücret Denetim Protokolü bir an önce uygulanmalıdır.
Bugün her üç inşaat mühendisinden biri işsizdir. Fakat bu işsizliğe tezat olarak ülkemizin ciddi manada inşaat mühendisine ihtiyacı bulunmaktadır. Yürürlükteki mevzuatın uygulanması halinde bile birçok inşaat mühendisi istihdam edilecek, hem de yapı güvenliği konusunda zaten yapılması gerekenler hayata geçirilecektir. Açık ki, inşaat mühendisleri arasındaki bu yüksek işsizlik oranı, deprem tehlikesi altındaki ülkemizde yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden başlıca sebepler arasında yer almaktadır. Kendi işyerinde çalışan meslektaşlarımız ise inşaat sektöründe yaşanan krizin altında eziliyor, inşaat taahhüt işleri yapan firmalar, kamudan ödeneklerini alamadıkları için iflas noktasına geliyor. Kamu kurumlarının ödenekleri zamanında yatırmaması aynı zamanda kamuda planlamanın önemini hatırlatıyor.