Gündeme dair bir konunun içinden rastgele cümle çekip altı üstü belli olmayan, sırf duyarlıyım görüntüsü vermek ve gereksiz bir şekilde sosyal medya trafiğine dahil olmak için oluşturulan amaçsız saçma bir sloganlaştırma ve yayma çabası almış başını gidiyor. Sosyal paylaşım uygulamalarının çalışma prensibinden hayat bulan bu hashtag olgusu, (başlık etiketi) fazlasıyla amacının dışına çıkmış durumda. “Ya da tam olarak amacına hizmet ediyor…” Bu saçma popüler akım ne zaman son bulur yahut son bulur mu bilmiyorum ama gerçekten artık çok fazla can sıkmaya başlamış durumda. Son günlerde bir “evinde kal Türkiye” safsatası sarılmış başımıza, sürüp gidiyor. Ortaya atılan bu safsatanın videoları, kamu spotları ve reklamları yapılıyor. “Tuvalet kağıdını top yapıp oynayanlar falan…” Bununla da kalmayıp sosyal sahamıza yeni giren challange (meydan okuma) akımı ile bu süreç destekleniyor. Sokakta amaçsız bir şekilde gezerken yahut villasında refah içinde yaşarken “Evinde kal Türkiye” diye bu saçma akıma “destek” veren vatandaşlar, aslında bu akımın ne kadar absürt ve gereksiz olduğunu anlamamız için bize gerekli ipuçlarını veriyorlar.
Tamam eyvallah, sosyal hadiselere çok fazla duyarlısın ama evde kal çağrını kime yapıyorsun, muhatabın kim?
Evinde kal Türkiye diyorsun! Bir hatırlatma yapayım sana; Türkiye’de 85.000.000 insan yaşıyor güzel kardeşim.
Hepimiz mi kalalım evde?
Benim ismim “Murat ÇAĞLAR”, ben evde kalayım mı mesela?
Sokakları süpüren işçilerimiz de kalsın mı?
Su dolum tesislerinde çalışanlar?
Ekmek fırın ve fabrikalarında görev yapanalar?
Gıda endüstrisi çalışanları?
İlaç sanayi çalışanları kalsın mı mesela?
Medikal sektörü işçilerine ne dersin?
Taksi şoförleri?
Şehirler arası uzun yol şoförleri?
Ne diyorsun duyarlı arkadaşım, duyamıyorum sesini?
Bu saydıkların değil, bunlar haricinde olanlar mı evinde kalsın diyorsun?
Senin faydana olan sektörler haricindekiler mi kalsın?
Mesela inşaat sektörüne bu ara ihtiyacın olmayabilir veyahut maden sektörüne de öyle.
Uzaktan çalışma da yapamıyor bu emekçiler…
Onlar mı kalsın evinde?
Sen öyle diyorsun ama işveren öyle demiyor!
İşveren, ücretsiz ve sonu belli olmayan bir boşluğu gösteriyor işaret parmağıyla.
Bak, bugün 29 Mart. Kira, su / elektrik / doğal gaz / faturaları ve daha nicesi var kapıda. Dolap da boşaldı…
Uykundan uyandın ve günlük hashtag ritüelini bitirdiysen lütfen cevap ver.
Tam olarak ne diyorsun?
*
Evde kalmak gerekiyorsa elbette kalalım fakat kimler kalsın, ne kadar süreyle kalsın, işçi – işveren bu kalışı nasıl anlamalı, kalanlar geçimini nasıl sağlamalı, hangi zamanlarda dışarı çıkmalı ve evde kalma süresinde biriken borçları nasıl ödemeli?
Bu soruların yanıtları net olduktan sonra en önce ben katılmak istiyorum bu evde kalanlar kervanına…
“Sosyal duyarlılık önemlidir fakat bilinçli olması kaydıyla… Bilinçsiz ve gereksiz bir duyarlılık ile ortaya konulan davranışlar, telafisi mümkün olmayan sonuçlara gebe olabilir diyorum.”