Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal’ın Yeni Akit’e vermiş olduğu röportajı incelediğimizde, Ankara’nın depremsellik potansiyeli İstanbul’dan pek aşağı değilmiş. Peki Ankara’da yapılan binaların projelerinin ve uygulamalarının durumu nedir acaba? Bendeniz Ankara’da proje denetçisi olarak çalışmaktayım ve günümüz projelerinde perdelerin kullanımı, tasarımı ve uygulanması hususunda bazı hususları dile getirmek istiyorum.
Günümüz Projelerinde Perdelerin Kullanımı
“Projelerde genellikle asansör perdeleri ve merdiven perdeleri kullanımı dışında perde kullanılmamaktadır. Peki, bu durum Türk Bina Deprem Yönetmeliği 2018’e uygun mu? Evet, uygun. Bu uygunluğu açıklamaya çalışacağım. Yönetmelikte Tablo 4.1’e baktığımızda A31 şartı bulunmaktadır. Bu şart, süneklik düzeyi sınırlı çerçeveli sistem yapıldığında binanın deprem yükü azaltma katsayısı R = 4 alındığını belirtir. Yani, bina sünek bir tasarıma sahip olduğunda, tasarımcı daha fazla deprem yüküyle karşılaşacak şekilde uyarılır. Ancak, bazı uzman akademisyenler, binalarda en az %1 – 1.5 – 2 oranlarında perdelerin kullanımını önerir ve bu şartın yönetmeliğe eklenmesi gerektiğini savunur. Günümüzde perdelerin deprem dayanıklılığının ne kadar önemli olduğu genel olarak bilinmektedir.
Geçenlerde bir sosyal medya sitesinde, sanırım 3. sınıf mimarlık öğrencisi biriyle tanıştım. Kendisi, hocalarının öğrettikleri gibi, bir mimarın kimseyi işine karıştırmadığını söylemişti. Ben de kendisine şunu sordum: “Şimdi, 2 metre uzunluğunda bir perde düşün. Bu perdenin uzunluğunu 1.5 katına çıkaralım, yani 3 metre yapalım. Perdenin depreme karşı mukavemeti b^3’tür, yani uzunluğunun kübüyle doğru orantılıdır. İlk durumda 2^3 = 8 mukavemetinde depreme karşı koyar. Daha sonra uzunluğu 3 metreye çıkarıldığında 3^3 = 27 mukavemetinde karşı koyar depreme. 3/2 = 1.5 kat artarken uzunluk, 27/8 ≈ 3 kat artmaktadır. İşte perdenin ne kadar önemli olduğu budur.”
Arkadaş dedi ki, “Ben bunu bilmiyordum.” Evet, bu konuyu bir mimarlık öğrencisi bile bilmiyorsa, tasarımcı inşaat mühendisleri arasında da bilinmeyebilir. Tasarım, öncelikle mimari çalışmada başlar. Eğer bir mimar gerekli taşıyıcı sistem tasarımını yapmayı bilmiyorsa ve özellikle perdelerin önemini bilmiyorsa, tasarımcı inşaat mühendisi de bunlardan habersizse, ne yapılabilir bilmiyorum. Eğer yetkili kişilere ulaşma imkanınız varsa, bu konuyu iletmekten çekinmeyin. Ben de CİMER üzerinden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na iletmeye çalışıyorum. Özellikle mimarlık bölümlerinde taşıyıcı sistem yapısal tasarımı konusunda ciddi bir eğitim verilmesinin elzem olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok güzel bir mimari görünüşe sahip bir bina, depremde yerle bir olduktan sonra ne işe yarar?”
Fatih Taner VURAL
Proje ve Uygulama Denetçisi İnşaat Mühendisi
ANKARA