Girişimci Mimar Selin Küçük Şahin’in ekibiyle patentini aldığı “Ergo-Field” isimli entegre arazi veri işleme platformu projesi, 4. İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı ISIF’19’da “En İyi Ulusal Buluş Ödülü” ve altın madalyaya layık görüldü.
Henüz lise öğrencisiyken fizik dersi için hazırladığı karanlıkta okunabilen kitap, güneş enerjisiyle çalışan sensörlü perde gibi dikkat çeken dönem ödevi projelerine imza atan Selin Küçük Şahin, yenilikçi proje merakını iş yaşamında büyük bir başarıya dönüştürmeyi başardı. Girişimci Mimar Selin Küçük Şahin, Yaşar Üniversitesi Bilgi Teknolojileri ve Transfer Ofisi Minerva Kuluçka Merkezinde ekibiyle birlikte hayata geçirdiği “Ergo-Field: Arazi Çalışmalarında Kullanılan Ölçüm ve Lazer Tarama Cihazlarına Entegre Olabilen Ergonomik ve Elektronik Tablet Kılıfı” ismini verdiği tescilli buluşu ile 4. İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı ISIF’19’da hem ‘En İyi Ulusal Buluş Ödülü’ hem de altın madalyayı kazandı. Çocukluğundan bu yana ilgi duyduğu alanlarda araştırma yapmayı, fikir üretmeyi ve bir ürün ortaya koymayı benimsediğini anlatan Şahin, Ergo Field’in iki ödül birden kazanmasının gururunu yaşadıklarını söyledi.
Selin Küçük Şahin, kendisine ödül getiren buluş fikrinin ortaya çıkış hikayesini şöyle anlattı:
“2012-2014 yılları arasında Hattuşa ve 2015-2016 yıllarında Kültepe kazılarında, kazı mimarı olarak çalıştım. Bir asırdır kazı ve belgeleme çalışmaları sürdürülen bu alanlar benim için inanılmaz bir zaman yolculuğuydu. Henüz teknoloji ile tanışmayan ilk zamanlarından, günümüz teknik ve teknolojik araçlarının kullanıldığı döneme kadar yapılan çalışmaları analiz etme fırsatım oldu. Bu sayede mevcut sistemdeki yetersizlikleri ve problemleri görebildim. Teknolojiyi etkin şekilde kullanarak iş süreçlerinde, maliyeti düşürmek, kağıt kullanımını sıfırlamak, hızı ve kaliteyi artırmak oldukça önemli. Yaşadığımız gezegene ekonomik, toplumsal ve çevreci yaklaşımlar ile saygı göstermemiz gerekiyor. İş fikri de tam olarak bu vizyon ile ortaya çıktı. Personel sayısının, zamanın ve bütçenin kısıtlı kullanılan yöntemlerde hata payının yüksek olduğu mimari belgeleme sürecinin iyileştirilmesi için kafa yormaya başladım. Bir takım deneme ve yanılmalarla çözümün ancak kapsamlı bir Ar-Ge projesi olarak, çok çok disiplinli bir çalışmayla oluşturulabileceğini anladım. Hayatımda radikal değişiklikler yaparak kendimi bu projenin hayata geçmesine adadım” dedi.
Ülkemizde ve dünyada çok sayıda arkeolojik alan var
Ergo-Field ismini verdikleri tasarımlarının içinde mimar, endüstriyel tasarımcı, yazılım ve elektronik mühendislerinden oluşan bir ekiple “Ofisi araziye taşıdık” sloganıyla ortaya çıktığını kaydeden Selin Küçük Şahin, “Arkeoloji, haritacılık, inşaat, madencilik gibi alanlarda saha çalışması ile ofis çalışmasını birleştiren entegre bir çözüm. Çizim ve raporlama gibi tüm teknik çalışmaların tek bir ergonomik, dijital platform üzerinden, sahada yürütülebilmesini sağlıyor. İlgili arazi sektörlerinde kullanılan arazi ölçüm, tarama ve konumlandırma cihazlarından, tablet bilgisayar ortamına anlık veri alarak; bu verinin hızlı, kolay ve hatasız şekilde, gerçek zamanlı işlenebilmesini sağlıyor. Zamanımızın dörtte üçünü yenilikçi iş fikirleri üzerinde yoğunlaşarak bunları geliştirmekle geçiriyorsak, çeyreğini de sahada geliştirdiğimiz ürünler ile hizmet vererek geçiriyoruz. Arkeoloji, çıkış noktamız ve en çok değer verdiğimiz hizmet alanımız. Ülkemizde ve dünyada çok sayıda arkeolojik alan var. Bunların hızlı ve hatasız şekilde belgelenmesi, tarihin aydınlanması, kültürel değerlerimizin farkına varmak açısından çok önemli. Bizim ve buluşumuzun bu noktada etkisi büyük” diyerek ürünlerini de anlattı.
Ürünlerine hem yurt içinden hem de yurt dışından gelip ülkemizde kazı çalışması yürüten arkeologlardan ilgi olduğunu ifade eden Selin Küçük Şahin, geçtiğimiz ekim ayında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Gürbüzer’in başkanlığında yürütülen Amos Antik Kenti Arkeoloji Projesinde haritalama ve mimari belgeleme sürecini yürüttüklerini belirtti. Şahin, “Kullandığımız kendi geliştirdiğimiz sistemle, mevcut yöntemlerle, çok sayıda personelle üç yıl sürecek çalışmanın yüzde 70’ ini bir ay içerisinde iki kişi tamamlamayı başardık. Çalışmada rol almamızı sağlayan Pensilvanya Üniversitesi’nden değerli arkeolog Asil Yaman’a bizi bulup bu projede çalışmak üzere davet ettiği için teşekkür ediyoruz” dedi.