Dekonstrüktivist Mimari 1980’lerde ortaya çıkan bir mimari akımdır. Asimetrik formlar ve yapının birimlerinin parçalanması, olanı söküp tekrar birleştirme ilkesine dayanan bu akım bakan insanlara belirsizlik ve kargaşa hissi verir.
‘Strüktür‘ kavramı yapının taşıyıcı sistemini ifade eder. ‘Konstrüktivizm’ ise ‘kurmacalık’ teriminin karşılığıdır. Dekonstrüktivizm ilk olarak Fransız filozof Jacques Derrida ‘nın ‘yapısökümcülük’ kuramından etkilenmiştir. Derrida yapısöküm ile moderniteyi eleştirmiş ve post modernizm düşüncesinin temellerini atmıştır. Bu akımda post modern düşüncenin daha çok yeni modern veya geç modern olarak adlandırılması daha doğru olur.
Kural tanımayan, tuhaf, sıradışı bu mimari akımda formlar alışılmışın dışında orantısızdır ve yıkımı çağrıştırır. Bu akım biçim ve işlevin uyumunu ‘biçim işlevi takip eder’ gibi ilkeleri modernizmin ‘kuralları’ olarak görür ve mimariyi bu kalıplardan uzaklaştırmayı amaçlar. Bu yapılar kontrollü bir kaos ifade eder ve bu tasarıma sahip binalar, benzersiz ve sıradışı görünürler.
Dekonstrüktivist mimari hayal gücünün sınırlarını zorlamayı hedefler. Eğri çizgileri ve kırılmış hissi veren formları savunur. Dolayısıyla bu aşamada akılda iç mekanın da dışı kadar büyüleyici olup olmadığı merak konusu olacaktır. Daralan sirkülasyon alanları, hiçbir yere çıkmayan merdivenler ve yaşamayan bahçeleriyle amacına hizmet eden bu yapılarda binanın hareket eden parçaları, çıkık kısımları düşünülürse iç mekanda hafif malzeme kullanımı tercih edilmelidir. Bu akım cephede olduğu gibi iç mekanda da alışılmışın dışında bir etkiye sahip tasarımlar sunar.
İçindekiler
Dekonstrüktivist Mimari Temsilcileri ve Örnekleri
Zaha Hadid
Dünyanın en tanınan kadın mimarlarından olan Zaha Hadid, dekonstrüktivist mimarların başında gelir. Eserlerinde iç mekanla dış mekan arasındaki sınırları kaldırarak uzay çağı yapıları andıran özgün eserler ortaya koymuştur. Zaha Hadid’in tarzı kendine özgü olmasıyla mimarlık alanında çığır açmıştır.
Vitra İtfaiye Binası
Vitra kampüsü, Vitra Fabrikası’nın etrafında şekillenmiş bir yerleşim. Burada amaç devasa fabrikanın arasında izole olmayacak aksine bulunduğu alanı tamamlayan bir yapı oluşturmak. Bu kompleks, büyük kitlelerden oluşuyor ve yapıda herhangi bir ana strüktür bulunmuyor.
Zaragoza Köprüsü
Bridge Pavilion, designed by Zaha Hadid. Zaragoza, Spain. [750×455]
byu/CallMePerox inArchitecturePorn
Zaha Hadid’in glayöl çiçeğinden esinlenerek tasarladığı 280 m uzunluğundaki köprü, fiberglasla kaplanmış betonarme bir yapıdır. Grinin 29000 tonunu taşır ve ışık durumlarıyla her an zenginleşen bir görünüm sağlar. Elmas şeklinde kesilen elemanlar yapıya kusursuz işlenmiştir.
Haydar Aliyev Kültür Merkezi
2013’te hizmete açılan kültür merkezi, 101 bin metrekaredir. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bulunur. Kıbrıslı Türk mimar Saffet Kaya Bekiroğlu detay tasarımlarını yapmıştır. Yapıyı DIA Holding adlı Türk firması 3,5 yılda inşa etmiştir. İçinde konser salonu, kütüphane, sanat galerileri bulunur.
Riverside Müzesi
2013 yılında Avrupa Müze Forumu tarafından ‘’Avrupa’da Yılın Müzesi’’ ödülünü almıştır. Riverside bir ulaşım müzesidir. Ayrıca Kelvin Nehri ile Clyde Nehirlerinin birleştiği yerde konumlandırılmıştır. Bu açıdan bir köprü görevi görür. 36 m yüksekliğinde olan bu yapı, üstten bakıldığında ‘S’ formu çiziyor ve tüm pencerelerin yere kadar aynalı cam şeklinde olması yapının dikkat çekici özellikleri arasında.
Frank Gehry
Dekonstrüktivizm’in öncü uygulayıcılarından biridir. Yaşayan en önemli mimarlardan sayılmaktadır. Malzemeleri ve formları yenilikçi bir tarzla kullanan Gehry, karmaşık biçimlere sahip binalar üzerine çalışmaktadır.
Dans Eden Ev (Prag, Çek Cumhuriyeti, 1992-1996)
Bina Art Nouveau, gotik, barok yapıların ağırlıklı olduğu bir bölgede yer alıyor. Bu yüzden yapının tasarımı bölgenin tarzına uymuyor gerekçesiyle birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Fakat daha sonra bu bölgenin ikonu haline gelmiştir.
Bu yapı iki gövdeden oluşuyor. Birincisi eğimli sütunlardan oluşan cam bir kule; ikinci gövde arka kısımdaki dalgalı yapı. Burada pencerelerin hizasız oluşu ve cephedeki dalgalı şekiller binaya hareket ediyormuş hissi vermektedir.
Walt Disney Konser Salonu (L.A. California, ABD, 2001)
Açmak üzere olan bir çiçeği çağrıştıran bu yapı, Los Angeles’ın odak noktası olmayı başarmıştır. Cephe, paslanmaz çeliktir. Mimarisi ve başarılı akustik özellikleriyle dünyanın en önemli konser salonlarındandır.
Konser salonunda sahne, salonun ortasına konumlandırılmıştır. Böylece sahnenin dört tarafından seyirciler loca, balkon gibi hiyerarşik düzen olmaksızın sahneyi izleyebilirler. Bir diğer dikkat çeken özellik ise bu büyük salonda kolon bulunmaması. Bunun nedeni de çelik çatının strüktüel yapısıdır.
Diğer Temsilciler
- Daniel Libeskind,
- Rem Koolhaas,
- Peter Eisenman,
- Coop Himmelblau
- Bernard Tschumi
-
Archeetect
-
Loveinartsz
-
TürkçeBilgi
-
Thpanorama
-
Pmmimari
-
Mimdaporg
-
Okur da Yazar
-
Mimarobot
-
Arsız Sanat
-
Fovart