Rumeli Hisarı’nda sadece minaresi kalan, mimarlar ve tarihçileri karşı karşıya getiren Boğazkesen Fetih Mescidi tamamlandı. 1.5 milyon liraya mal olan mescidin Ağustos ayında açılması bekleniyor.
Vatan’dan İlker Akgüngör’ün haberine göre Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethi öncesinde yaptırılan, günümüzde açık hava tiyatrosu olarak kullanılan Rumeli Hisarı’ndaki Boğazkesen Fetih Mescidi’nin (Ebu’l Feth Camii)inşaatı bitti. İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 2009’da tarihi mescidin minaresinin, duvar ve sarnıç kalıntılarının mevcut durumları ile muhafaza edilmesine karar vermişti. Kurul, mescidi de 1. grup kültür varlığı olarak tescil etti. Bu süreçte mescidin aynısını yapmak isteyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi 5 ay boyuncu çeşitli tarihsel kaynakları araştırdı. Mescidin cepheden görüntüsünün bulunması için British Museum’a dahi başvuruldu ama hiç bir görüntüye ulaşılamadı. Sadece minare sayesinde mescidin yapım tekniği, malzemesi ve yaşı tespit edildi.
TARTIŞMA BAŞLADI
Bu bilgiler ışığında İBB, Koruma Bölge Kurulu’ndan 2013’te ruhsat aldı. 2014 Haziran’ında inşaat mimar Barış Han’ın çizdiği projeyle başladı. Ancak proje tarih ve mimari çevrelerinde büyük tartışma başlattı. 20. Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri’nde ödül alan tiyatrocu Defne Halman’ın ‘Mescit yaptırmayalım’ çıkışı tartışmayı daha da büyüttü. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı RECEP TAYYİP ERDOĞAN da tartışmaya katılarak, “Siz kimin bağından kimi kovuyorsunuz. Orası zaten ibadet mekanı” diyerek karşılık verdi. Ancak tartışmalar sona ermedi.
1.5 MİLYON LİRAYA MAL OLDU
Hisar içerisinde 1452’de yaptırılan Boğazkesen Camii, 18. yüzyılda yıkılmış, geriye sadece minaresinden bir bölüm kalmıştı. Rumeli Hisarı’nda Kaleiçi Mahallesi olarak bilinen ahşap evler ise 1953’te dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın emriyle kamulaştırılarak yıkılmış, hisar şimdiki halini almıştı. Mescidin tavan yüksekliği 8.5 metre. Minaresi 21 metreye ulaşacak olan mescit, yaklaşık 1.5 milyon liraya mal oldu.
CAMİSİZ HİSAR OLMAZ
– Prof. Dr. İlber Ortaylı (Tarihçi): “Camisiz hisar olmaz. Yedikule’nin ortasında da cami var. Buranın orijinal halini röleveyi üstlenen bulacak ve yapacaktır. Bulmanın çok zor olduğunu sanmıyorum. Benim neslim bu camiyi hatırlıyor.”
– Sema Kancan Göncüoğlu (Kültür Tarihi Araştırmaları Merkezi üyesi): “Ses ve sahne ışıkları hisarı mahvediyordu. Hisar’daki bu işkence bitti. Yeniden ihya edilen mescidin sembolik bir anlamı var. Burada fetih ruhu yaşayacak.”
– Kadir Topbaş (İBB Başkanı): “Cami değil, kilise de olsaydı restore ederdim. Bu mescit Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan ilk cami ve İstanbul’un binlerce kültürel zenginliğinden biri. Kültürel değerlerimizi bir bir ortaya çıkartıp gelecek kuşaklara taşımaya çalışıyoruz. Mescidin az ötesinde daha geniş bir alanda yeni bir sahne yapılarak sanatsal çalışmalar yapılabilir.”
UZMANLAR BÖLÜNDÜ:
– Prof. Dr. Uğur Tanyeli (Mimarlık Tarihi Uzmanı) : “Buradaki mesele kamusal bir sanat alanını yok ederek mahallesi ve cemaati olmayan bir yere mescit yapmaya çalışmaktır. Mimarlık üzerinden ideolojik bir inatlaşma yaşanıyor. Rumeli Hisarı’nın birkaç adım ilerisinde 18. yüzyıldan kalma bir mescit varken, tiyatro alanına dini eser yapmak alenen ideolojik bir davranıştır.”
– Prof. Dr. Kutgün Eyüpgiller (İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi): “Özgün çevresel bağlamını kaybetmiş bir eserin yeniden inşası anlamlı olmayacaktır. Bunun aksi geçerli ise yapılan sahte bir dekordan ibaret olacaktır.”
– Prof. Dr. Zeynep Ahunbay (Sanat tarihi uzmanı): “Yapılacak cami kuşkusuz yeni olacak ve burada ayakta duran Fatih dönemi yanında gıcır gıcır 21. yüzyıl eseri olduğunu belli edecektir. Aslında öncelik camide değil uzun zamandır bakımsız duran ve ziyaret edilmeyen burçlarda olmalıydı.”
– Sinan Genim (Mimar): “Rumelihisarı’nın konser ve sanatsal etkinliklerle talep gören, gezilip görülmesi gereken bir mekana dönüşmesini gerekir. Boğazkesen Mescidi’nin 18. yüzyılda yıkıldığı tahmin ediliyor. Ancak hisarın, duvarlarından otlar fışkırırken, bakımsızlık nedeniyle burçlarına çıkılamazken öncelik mescit onarmak mı olmalıdır?”
Hürriyet