Öncelikle tüm okurlarımıza kısaca bahsetmek isterim ki tam olarak 2 yıl önce Sanal Şantiye ile tanıştım. Üniversiteyi yeni kazanmış bir inşaat mühendisi adayı olarak gelecekteki mesleğimi sayfalardaki ve sözlüklerdeki kısa ve derin olmayan tanımlar dışında öğrenmek istiyordum. Ve bu Sanal Şantiye ile karşılaştım. Merak ettiğim ve kafamı karıştıran çoğu sorunun cevabını bulduğum bu sitede bugün bir yazar olarak görev almak benim için büyük bir onurdur.
İlk yazımı yıllar önce benim gibi kafasında bir çok soru olan ve cevabını arayan yeni mühendis adaylarına armağan etmek istiyorum.
İnşaat Mühendisliği nedir?
Sözlükteki tanımı aynen şöyledir : Her türlü bina, baraj, havaalanı, köprü, yol, su kemerleri, liman, kanalizasyon, su şebekesi, tünel, demiryolu, hızlı tren projeleri, metro vb. hizmet ve endüstri yapılarının planlanması, projelendirilmesi, yapımı ve denetimi konuları ile ilgili eğitim ve araştırma yapar.
Fakat daha derine indiğimizde insanlar için sıcak bir yuva, güvenli hissedecekleri, acı tatlı hatıraların oluşacağı yapılar, ideallerinde meslekleri gerçekleştirecekleri binalar, okullar, hastaneler, upuzun yollar, köprüler… ve daha nicelerini kuran meslektir inşaat mühendisliği. Bu yüzden mühendisliğin atası olan bu mesleği seçen tüm arkadaşlarım mesleğinizi çok sevin. Çünkü sizler insanların hayalleri için mekanlar tasarlayan bireylersiniz. Benim en büyük korkum ya mesleğimi sevmezsem ya sevmediğim bir işte ülkeme ve dünyaya bir şeyler katmadan gidersem olmuştur. Bu yüzden bu mesleği sevebilmek için çok iyi araştırın ve asla sevmeden bu işi yapmayın.
Bizler tasarım yapıyor muyuz?
Bir çok mühendis adayı mimar ve mühendis ayrımını bilmeden bu işe başlıyor. Hendese: hesap yapmak Mühendis ise hesap yapabilen kişidir. Yani biz daha çok işin hesap tarafındayız. Tasarı halindeki bir projeyi nasıl ayağa kaldıracağız? bizim görevimiz bu. Tabi ki bizler de tasarımlar, çizimler yapıyoruz. Örnek vermek gerekirse bir vücudun iskelet kısmını biz tasarlıyoruz. Yani binayı ayakta tutacaklar bizleriz.
Üniversite hayatında neler yaparak kendimi mesleğe hazırlayabilirim?
Bu sorunun cevabını yaşayarak öğrenmeye devam ediyorum. Öncelikle söylemeliyim ki her ne kadar teoride öğrenilen bilgi saha kadar etkili olmasa da çok değerli hocalarımızın derslerini kaçırmamalıyız. Ve yine elimizden geldiğince üniversitede aktif bir birey olmalıyız. Örnek vermek gerekirse öğrenci toplulukları bunun için tasarlanmış mükemmel bir fırsattır. Birçok etkinlik düzenleniyor ve bu etkinliklerde gelen konuşmacılarla birebir konuşma fırsatı yakalayarak fikir sahibi oluyorsunuz. Onların deneyimleri sizlere birer ışık kaynağı oluyor. Aklınıza gelmeyen kapılardan yeni fırsatlar ve fikirler sunuyorlar sizlere.. Tabi ki en önemlisi araştırmalıyız her zaman. Bu araştırmalarımız hiç bir zaman boşa gitmeyecektir. Çünkü mühendisler problemlere en doğru, hızlı ve ekonomik çözümler bulan kişilerdir. Her bilgi ve araştırma bir problemde bize yardımcı olmak için hazır bekleyecektir. Ve bu sayede güncel bilgilerden haberdar olacağız. Teknoloji bizim yanımızda olacaktır. Mesleğimize olan ilgimiz artmalı ve inşaat yanından geçerken en azından şöyle bir kaldırıp kafamızı bakmalıyız.
Aslında herkesin sizlere söyleyeceği şeylerden bahsediyorum belki ama yaşayarak dediklerinde haklı oldukları öğreniyorum bende. Zaman su gibi çok hızlı akıyor. Fırsatlar gelip geçiyor görmüyoruz. O yüzden fırsat olduğunu düşündüğümüz her şey için çaba göstermeliyiz. Örneğin Erasmus hem mühendislik fakültesindeki zorlu eğitime eğlence katar hem de herkesin dilinden düşüremediği ama pratiksiz çok da kolay olmayan yabancı dil olayını çözmüş oluruz. Bende bu hafta sonu bu deneyimi tatmaya başlayacağım için çok heyecanlıyım. Tüm tecrübelerimi de bu blog üzerinden sizlere aktarmak istiyorum. Diğer bir fırsat bol bol şantiye gezmek olabilir. İmkanınız ve gücünüz varsa okul döneminde yarı zamanlı da olsa mesleki bir yerde çalışın. Unutmayın şantiye tozu yutmamış bir mühendis yarım kalacaktır.
Bu ilk yazımda amatörde olsa sizlerle içten ve sizin içinizden biri olarak düşüncelerimi paylaşmak istedim. Bu yazıyı yazmak için fırsat veren Muhammed Demirkollu’ ya ve Sanal Şantiye ailesine teşekkürlerimi sunarım ve ondan duyduğum bir sözle yazımı sonlandırmak istiyorum.
uygarlık varoldukça birileri onu inşa etmek zorundadır.
SEVGİ VE SAYGILARIMLA.. SAĞLIKLA KALIN..