Doğumdan ölüme kadar bize eşlik eden hayatımızın her alanında var olan meslektir mimarlık.. Bildiklerimizi değiştiren hatta bazen düzenleri altüst eden fakat etmesine rağmen hala bildiğimiz gibi gelmesi gibidir. Eğer bu cümleyi örneklersek 2+2=6 oluşudur..
Sınırsızlığı zorlarken sonucunda ortaya bazen işlevsel olanı yani hayata geçirilecek olan tarafı vardır birde tamamen maket üzerinde kalacak olanı ama her ne çıkarırsak çıkaralım heykel edasıyla sergileriz. İşte şu an mesleğime aşık olduğum noktadayız. Herkesin belkide her konuda hayali vardır hatta çoğu insanında hayalleri birbirinin üstüne kurulur. Kimisinin hayalide başkasının hayali olamayacak kadar sınırsız sonsuz olur. Somut veya soyut hayatımızın içinde veyahut dışında olsa bile ortada sadece boş bir sayfadan ibaret beyaz kağıda hayalimizi oturtmak çizmek, dokusunu, ruhunu vermek kısacası hayalimize can vermektir.. Tabii illa ki yeniden değil var olanı da dönüştürmektir.. Bir tarafımızda doktordur bizim..Onların hastaları biz.. Bizim hastalarımız ise yaşadığımız mekandır..
Evrenin hep bizlere geri dönüşümlü cevaplarının karşılığıdır : ‘MİMARLIK’.
Evren yani Dünyamızın her yerinde de size karşılığını verip her tarafında mesleğimizi sürdürebilirken hayalimizi somutlaştırmaya da devam ederiz. Bunun karşılığında da her şeye farklı açıdan bakmayı öğreniriz hiç bir şeyin amaçsız işlevsiz olmadığını güzel bir ritimde her şeyin devam ettiğinin farkına varırız .. Her gün kendinizi yenilemeyi güncellemeyi sunar öğrenmenin keşfetmenin sınırsızlığı bunların içine kapıldığınızda istemsiz olarak daha da büyüdüğünüzü artık mimarlığın sadece meslek olarak değil hayatınız koçu haline geldiğini kendinizde deneyimleyeceksiniz.
Bir İç Mimar olarak aynı zamanda da Peyzaj ve Çevre Tasarımcısı olarak ve en önemlisi mesleğime doyamayan halada yan dallarımı okumaya hevesli biri olarak kaleme aldım..
MİMARİZM!