Ülkemiz, dünyanın en aktif deprem bölgelerinden birini teşkil eden Himalaya-Alp deprem kuşağının ortasında yer almakta olup, bir deprem ülkesidir.
Depremlerin dışında yapılar değişik etkiler altında da hasara uğrarlar. Bunlar; aşırı yükleme, donatı korozyonu, zararlı kimyasal ve fiziksel etkiler olarak sıralanabilir.
Hazırlanan hasar belirleme formunda, genellikle binalar kullanma durumuna göre:
1.) Depremden hasar görmeyen ve hemen kullanılabilecek binalar,
2.) Onarım ve güçlendirmeden sonra kullanılabilecek binalar,
3.) Çökme tehlikesi olup, yıkılması gereken binalar, olarak üç sınıfa ayrılır.
Taşıyıcı sistemler; özağırlık, ilave ağırlıklar, hareketli yükler, deprem ve rüzgar etkileri, sıcaklık değişmeleri, çarpma, infilak, dış ortamın etkileri ve yaşlanma, yangın, yorulma gibi
etkilere maruz kalabilirler.
Yapılarda onarım ve güçlendirmeyi gerektiren en önemli olay depremlerin yapılardaki etkileridir. Deprem nedeniyle ortaya çıkan bir başka onarım ve güçlendirme gereği ise bugünün depreme dayanıklı yapım kurallarından önce yapılmış eski yapıların kullanılmasının süregelmesinden kaynaklanmaktadır.
Onarım
Görünüş veya kullanım bakımından hasar görmüş bir yapıda veya birkaç yapı elemanında hasardan önceki durumuna getirmek için yapılan çalışma ve değişikliklere onarım denir.
Tarihi ve kültürel değeri olan bir yapının onarımında önemli olan bir mirasın korunmasıdır ve onarım bedeli düşünülmez.
Takviye (Güçlendirme)
Bir yapının yük taşıma kapasitesini, rijitliğini, düktilitesini, stabilitesini veya bunlardan bazılarını hasardan önceki veya mevcut durumunun üzerine çıkarmak amacıyla yapılan
değişikliktir.
Onarım, hasar görmüş yapıda; güçlendirme ise her yapıda yapılabilir.
Onarımın hasar görmüş bir yapıda yapılmasına karşn, güçlendirme için yapının hasar görmüş olması gerekmez.
Görülüyor ki onarımda amaç yapının önceki durumunu geri getirmektir. Bu kullanım bakımından olabileceği gibi mukavemet gibi mekanik karakteristikler bakımından da olabilir. Güçlendirme de ise amaç yapının mukavemet ve benzeri karakteristiklerini önceki düzeyin üzerine çıkarmaktadır.
1.) Yapının Ağırlığı Azaltılmalıdır
Depremde yapıya gelen kuvvet ağırlığı ile orantılı olduğu için yapının ağırlığında yapılacak bir azaltma aynı oranda yapıya gelebilecek deprem kuvvetinin de azalmasını sağlayacaktır.
Yapıyı hafifletmek için tuğla bölme duvarların yerine daha hafif alçı, gaz beton ya da ahşap panolu bölme duvarları yapılabilir. Yapının üst katlarından bir ya da birkaçı yıkılabilir. Yapıda çatıya yalıtım için konulmuş sağır malzemeler daha hafifleri ile değiştirilebilir. Yapı içindeki
kalın sıvılar ya da dış yüzündeki taş kaplamalar kaldırılabilir.
Merdivenlerden taşıyıcı sisteme gelen yükleri azaltmak için merdivenlerin yüklerini doğrudan zemine aktaran düzenlemeler yapılabilir.
2.) Yapının Sünekliğinin Artması
Süneklik yapının enerji tüketme gücüdür. Yapıların deprem sonrası onarımlarında çoğunlukla kesitlerin genişletilmesi, çerçeve boşluklarına perde duvar konulması gibi önlemler kullanılmaktadır. Bunlar ise genellikle yapının dayanımını artıran fakat sünekliği artırmayan uygulamalardır.
Rijitliği yüksek elemanların sünekliği azdır. Ayrıca mantolama biçimindeki güçlendirmelerde çok miktarda donatı kullanılacağından süneklik yine azalacaktır. Donatı oranı yükseldikçe süneklik azalmaktadır. Genellikle onarım ve güçlendirme yapının sünekliğini azaltmaktadır.
3.) Yapının Taşıma Gücü Artırılmalıdır
Yapıda oluşan hasar, gelen kuvvetlere karşı dayanımın az olmasının sonucudur. Yapının gelen ya da gelebilecek yüklere karşı dayanımı eğer yetersiz ise artırılması gerekir.
Deprem hasarına karşı yapının özellikle yatay kuvvet taşıma gücü artırılmalıdır.
Yapının onarımının ilk aşaması zayıflamış düşey yük taşıma kapasitesinin artırılması, yapının askıya alınması ile, ikinci aşamada da yatay yüklere, deprem yüklerine karşı olan dayanımın artırılması gerekir. Taşıma gücünün artırılması yapıya yatay ve düşey yükleri alacak yeni elemanlar eklenmesi, mevcut elemanların en kesitlerinin genişletilmesi ile yapılır. Genellikle yapılan onarım ve güçlendirme ile yapının daha büyük deprem yüklerine karşı elastik bölgede kalarak, hasar olmadan, karşı koymasını sağlamaktır.
4.) Yapının Dinamik Özellikleri
Yapıdaki hasar, asal titreşim periyodu ile zemin hakim periyodunun birbirine çok yakın
olmasından dolayı oluşan rezonans ile ilgili ise, yapının dinamik özellikleri degiştirilip yapı periyodu ile zemin hakim periyodunun birbirinden uzaklaştırılması sağlanabilir.
KAYNAK: Betonarme Hasar Onarım Özet (MEHMET TERZİ)