İçindekiler
Atrium Nedir?
Günümüzde çok da sık karşılaşmadığımız bu mekansal kurgu mimarisinin tarihi aslında çok eskilere dayanmaktadır. Antik Roma’da doğan bu mimari kurgu günümüzde bazı farklılıklar gösterse de güncelliğini koruyor.
Bu mimarinin tarihine bakıldığı zaman 2 farklı şekilde tanımlandığı görülmektedir. Bunlardan ilki işlev ve fonksiyonellik açısından günümüzdeki yapı sistemi ile oldukça benzerlikler göstermektedir. Diğer yönden ise “eski Roma evlerinin ortasında, evin bütün bölümlerinin açıldığı üstü açık, çevresi revaklı avlu” olarak
tanımlanmaktadır. Bazı Roma tapınaklarında ve Ortaçağ kiliselerinde bu mimari kurgu ”Atrium” olarak adlandırılmıştır.
Günümüzde ise Roma dönemine göre daha büyük ve geniş, doğal aydınlatmaya izin veren ve dış mekanda hissettiren tarzda yapılmaktadır.
Bu farklılaşmanın temeli ise sanayi devrimi ile başlayan teknolojik gelişmelerdir. Gelişen çelik ve cam teknolojisi mekanın doğal ışığı içeriye almasını sağlamış ve dış mekan hissini daha da arttırmıştır. Bu sayede konfor arttırılmış ve ferah bir ortam oluşturulması amaçlanmıştır.
Ayrıca yapı ve kent açısından pek çok işlevi aynı anda karşılayabilmesi, bu mimari kurgunun daha çok kullanılmasına olanak sağlamış, birçok medeniyete yayılmış ve kullanılmıştır.
Roma Mimarisinde Atrium
Roma mimarisine göre atrium (Türk mimarisinde; avlu), servis alanlarını barındıran, ortasında yağmur sularının birikmesi için yapılmış bir yağmur havuzu yani “impluvium”un bulunduğu yerdir. Ayrıca yapılar, etrafları sütunlarla çevrili olup iç yapıdan bir koridor ile atriuma bağlanırdı.
Roma evlerinin de vazgeçilmez unsuru olan bu mimari kurgu, açık dikdörtgen boşluktan oluşurdu. Dört bölümünün ortasına düştüğü çatının ortasında açık bir alan bırakılırdı. Yağmur suyu, yer altına yerleştirilmiş impluvium rezervuarına akardı. Çatı genellikle impluviumun köşelerinde duran dört sütuna dayanıyordu. Gerek estetik açıdan gerekse konfor açısından üst düzey faydalar sağlayan bu mimari, Roma döneminde bir imza haline gelmiş ve birçok ev, tapınak ve sarayda sıkça kullanılmıştı.
Türk Mimarisinde Atrium
Türk mimarisindeki adı ile avlu, genel olarak üst kısmı ışığı alması için açık bırakılan bölgelerdir. Evin mimari yapısına göre kapı genelde avlu bölgesine açılırdı. Avlular, dinlenmek, yemek yemek ve misafirleri ağırlamak için kullanılan geniş alanlardır. Ayrıca avlunun etrafında da odalar bulunurdu. Ağırlandıktan sonra misafirlerin rahatça dinlenebilmesi amaçlanırdı. Bu sayede misafirin konforu sağlanır ve iyi bir şekilde ev sahipliği yapmaya özen gösterilirdi.
Türk kültüründe misafir önemli bir yerde bulunduğundan kültürümüzle tanışması kaçınılmaz olmuştur. Özellikle Selçuklular döneminde rastlanan bu mimari kurguya daha sonrasında Osmanlı’da da rastlanmıştır. Ayrıca Cumhuriyetin ilk yıllarında da sık sık kullanılan bir mimari unsurdu.
Günümüzde Atrium Kullanım Alanları
Bürolarda Kullanımı
Büro yapılarının şekillenmesinde yapılan işin niteliği, sosyal statüsü, yönetim ve
çalışanların istekleri kadar, gün ışığı, manzara, sessizlik ve birliktelik duygusuyla birlikte
fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlar da etkin olmaktadır. Etkileyici ve prestijli bir atmosfer oluşturmasında çok büyük katkı sağlar ve iş verimliliğini arttırır..
Otel Yapılarında Kullanımı
Atrium dikkat çekici ve hatırlanabilir olmasından dolayı otel yapılarında da kullanılmaktadır. Otellerde atrium genellikle ortak alan ve yönlendirme alanları olarak kullanılmaktadır. Eğlence, parti gibi aktivitelerin düzenlenmesinde de büyük pay sahibidir.
Alışveriş Merkezlerinde Kullanımı
Günümüzde özellikle alışveriş merkezlerinde kullanılan bu mimari kurgu özellikle müşterilerin alışveriş yaptıktan sonra dinlenebilmesi, çay kahve gibi ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayabilmesini sağlar. Ayrıca alışveriş merkezlerindeki olumsuz dış koşullardan korunarak yapılır ve müşterinin uzun süre orada oturabilmesi amaçlanır.
Kültür ve Eğitim Yapılarında Kullanımı
Kültür ve eğitim alanlarında sergi salonu ve toplanma yerlerinde aydınlığı sağlamak ve dış mekan etkisini oluşturabilmek için kullanılır. Ayrıca dinlenme gibi ikinci işlevsel özellikler de taşımaktadır.
Sağlık Yapılarında Kullanımı
Hastane ve sağlık yapılarında kullanılan bu mimari, psikolojik ve konfor anlamında olanak sağlaması birinci önceliktir. Bunun yanı sıra yapının fiziksel özelliklerini ve verimliliğini arttırmak da kullanım amaçlarındandır. Hastaların hava kalitesini yükseltmek, akustik açıdan ve manzara açısından da olumlu etkiler oluşturmaya özen gösterilir.