Cumhuriyet Dönemi’nin en önemli eserlerinden biri olan Atatürk Kültür Merkezi (AKM), yapıldığı günden beri kültür sanat çalışmalarının yanısıra birçok toplumsal tartışmayı da beraberinde getirmiştir.
Tarihine bakacak olursak; Taksim’de bulunan ve 1946 yılında temeli atılan bina, ekonomik sebeplerden ötürü tamamlanamayınca devredildi ve 1956 yılında Mimar Hayati Tabanlıoğlu tarafından inşaatına devam edildi.
Atatürk Kültür Merkezi yeniden seyircisiyle buluştu. Yoğun ilginize teşekkür ederiz.#AKMyeniden pic.twitter.com/BDn6WnrljK
— Atatürk Kültür Merkezi (@AkmIstanbul) November 4, 2021
Uzun yıllar sonunda tamamlanabilen bina 1969 yılında İstanbul Kültür Merkezi ismiyle ilk kez açıldı. 1,5 yıl sonra sebebi belirlenemeyen bir yangın dolayısıyla ağır hasar gördü ve 1977 yılında bu sefer Atatürk Kültür Merkezi ismiyle onarılıp tekrar halka açıldı.
2000’li yıllarda binanın ömrünün tamamlandığı görüşü, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı tarafından söylendi ve baskılar neticesinde önerilen yıkım gerçekleşmedi fakat 2008 yılında tüm faaliyetler noktalandı. Uzun yıllar boş kalan ve 2013 yılında özellikle gezi olaylarıyla yağmalanan yapı, çökme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Ve nihayetinde 2018 yılında yıkılan yapının temeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 2019 yılında atılmış oldu. Yeni yapılacak olan AKM’nin mimari tasarımı babadan oğula geçerek tekrar Tabanlıoğlu imzasını taşımaktadır.
İstanbul’un en önemli simgelerinden biri oluşu sebebiyle de bu yapı Türkiye’nin en önemli gösteri merkezlerinden biri olacaktı.
Yapımında %70 yerli malzeme kullanılan ve yeşil çatı sisteminin uygulandığı Atatürk Kültür Merkezi, yaklaşık 95 000 m² kapalı alana sahiptir. İçerisinde bulunan 2 040 kişilik opera salonu, 802 kişilik tiyatro salonu, sinema, sergi ve gösteri alanları, restaurant ve tasarım dükkanları, bu yapıyı özgün, yalın ve işlevsel bir yapı haline getirmiştir.
Bugün tüm dünyada prestij mekanı olarak göze çarpan bu yapı işlevsel, simgesel ve eski kültürü koruması sebebiyle bir cazibe merkezi haline gelmiştir.
Kültür ve sanat faaliyetlerinin buluşturucu ve birleştirici etkisi sebebiyle var olması gereken meydan unsurunu bu yapıda görmekteyiz. Doğal ışık ve doğal akustiğin kullanıldığı salonlar da göze çarpmaktadır. Mühendisliğin sunduğu çözümler sayesinde inşa edilen bu yapı dünyada parmakla gösterilen bir yapı haline gelmiştir.
Açılışının cumhuriyetimizin 98. yılına denk gelmesiyle de varlığına bir kez daha anlam katılan Atatürk Kültür Merkezi, Türkiye’nin hedeflerini gerçekleştirdiği en önemli simgelerinden biri olmuştur.