Amerikan Bakır Binaları (American Copper Buildings)
6.4 dönümlük bir araziye inşa edilmiş olan bir mühendislik harikasından sizlere bahsetmek istiyorum. Amerikan Bakır Binaları (American Copper Buildings)
New York’un Murray Hill semtinde Manhattan Bölgesinde JDS Development şirketi tarafından geliştirilen ve Shop Architects tarafından tasarlanan bir yapıdan bahsediyorum. Peki bu yapının mühendislik harikası olduğunu düşünüp sizlerle paylaşmak istememdeki sebepler neler?
Amerikan Bakır Binaları’nın Varoluşu
Dışarıdan bakıldığında dans eden bir çifti anımsatan bu yapının romantik bir yönü olduğu düşünülse de, yapının bu şekilde tasarlanmasında çok daha farklı sebepler yatmaktadır. 6.4 dönümlük arazi, Konsolide Edison enerji santraline ev sahipliği yapıyordu. Geriye kalan alan ise New York imar kanunlarının belirlediği koşullar doğrultusunda inşa edilmeliydi. Koşullar, iki ayrı bina yapılmasına ve bu iki binanın 48 katlı olmalarına izin veriyordu. Ancak proje sahipleri tek bir yapı inşa etmek istiyorlardı. Projede amaçlanan, insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için yaşadıkları alandan başka bir yere gitme ihtiyacı duymamalarını sağlamaktı. Bu yüzden mimarlar, 48 katlı olmak üzere iki yaşam alanı tasarladılar ancak amaçlarına uygun olabilmesi için bu iki gökdeleni birbirlerine bağlama fikrini ortaya attılar.
Şehrin ilk gökyüzü köprüsünü inşa etmek…
Sorunlar burada da bitmiyordu. İki binayı birbirine bağlamak için yapmayı planladıkları gökyüzü köprüsü, arazide mevcut halde bulunan Konsolide Edison enerji santralinin sınırlarını ihlal ediyordu. Tam da bu noktada benim etkilenip sizlerle paylaşmak istememdeki asıl sebebe karar vermişler. Projedeki mimarlar ve mühendisler ortak bir kararla, gökyüzü köprüsünün, santralin alanını ihmal etmemesi için binaları birbirlerine doğru eğme fikrini ortaya atmışlar ve projeyi bu yönde ilerletmişler. Peki bunu nasıl gerçekleştirdiler?
Eğik Bir Bina İnşa Etmek
Düz olması planlanan bir binanın inşaatında dahil betonarmede hesaplananlar dışında eğilmeler meydana gelebiliyorken, eğik olması planlanan bir binayı nasıl inşa ettiler?
Binanın eğik yapısından dolayı, her katı perde duvara sabitlemişler. Bina eğilse dahi asansör boşluğu ve perde duvarlar dik kalacak ve binanın omurgası görevini görecektir. Bu durumda da eğik gökdelenler yapılırken zeminin üzerindeki baskıyı azaltacaklardır.
Perde Duvar Nedir ?
Uzun kenarının kısa kenarına oranı en az 6 olan düşey taşıyıcı elemanlara perde adı verilir. Perdeler, yüksek yapılarda yatay yüklerin taşınmasında etkili bir şekilde kullanılırlar. Perdeler, şiddetli depremlerde çok katlı binalarda önemli hasarlara neden olan göreli kat ötelemelerini önemli ölçüde azaltırlar. Uzun kenar doğrultusundaki atalet momentleri çok daha büyük olup, yatay yükleri uzun kenar doğrultusunda etkin olarak taşırlar.
Taşıyıcı sistemlerin yükseklikleri arttıkça perdelerin de doğru orantıda önemleri artmaktadır. Perdeler, yüksek binalarda, dayanım yanında yanal yer değiştirmeyi sınırlaması yönünden de tercih edilir. Yüksek yapılarda betonarme perdelerin kullanımı çeşitli nedenlerle, yararlı ve hatta bazı koşullarda zorunlu olmaktadır. Hatta betonarme perdeler büyük eğilme rijitlikleri ve kesme alanları nedenleriyle, bir güvenlik elemanı olarak her yükseklikteki yapılar için tavsiye edilmektedirler.
Tüm bu planlamalar sonrasında arazi, 2012 yılında inşaat için hazırlanmaya başlanmıştır. Arazi, 2012 yılında Sandy kasırgasından etkilenen ve aynı zamanda nehrin taşmaya en müsait kıyılarından birinde bulunuyordu. Su seviyesi yüksek olduğu için temel çok önemliydi.
Temel için 15 metre derine kadar kazı yapılmış ancak yüzeyin 1.5 metre altındaki su seviyesi yüzünden bölgenin sular altında kalmaması için yüzeye devasa boyutlarda beton yerleştirmişler. Temel kazısı 1.5 yıl sürmüştür.
Temelden sonra katlar oluşturulmaya başlanmıştır. Her kat yükselirken, binalar hafifçe birbirlerine doğru yaklaştırılıp sonra uzaklaştırılarak bükülmüşlerdir. Binaların her biri 4º kıvrımlıdır. Binaların yapısı, çelik kirişler ve beton levhalarla inşa edilmiştir.
Binaların inşaatından sonra, sırada iki binayı birleştirmek vardı. Zeminden 90 metre yükseklikte iki yapıyı birbirine bağlayacak bir gökyüzü köprüsü inşası…
Gökdelenler güçlü rüzgarlara direnebilecek şekilde inşa edilirler. En yüksek noktaları her yöne 1 metre kadar eğilebilir. Bu hareketlilik halinde bir köprünün sağlam kalmasını nasıl sağlayabilirler?
İki bina arasındaki toplam hareketlilik 30 cmdir. Bu da kuvvetli bir rüzgar etkisinde ortada kalan köprüyü paramparça etmeye yetecek bir hareketliliktir. Buna çözüm olarak, köprüyü bir binaya sabitlemişler ve diğerine doğru eğilmesini sağlamışlar. Her yöne 70 cmlik bir hareket alanı oluşturmuşlardır. Böylelikle bir rüzgar etkisinde, binalardan biri dışarı diğeri ise içeriye doğru hareket edecektir.
Böylelikle karşılarına çıkan her engeli, dahice bir mühendislik kullanarak sonuca ulaştırmışlardır.
Cephe
Kulelerin cepheleri bakır ve cam levhalarla kaplanmıştır. Köprü ise kristaller ve alüminyum çerçevelerle kaplanmıştır.
Proje ekibi, binanın şeklini vurgulayabilmek için doku ve varyasyon kullanan bir cephe yaratmayı amaçlamışlardır. Birçok metal alaşımı düşündüler ancak zamanla parlak bir malzemeden daha koyu kahverengi bir cilaya ve sonunda yeşil bir patinaya geçişi nedeniyle bakırı seçmişlerdir. Bu levhalar zamanla karakteristik bir bakır patinasına sahip olacaklardır. Yetkililer, yaklaşık 10 yıl içinde cephelerin Özgürlük Anıtı ile aynı renkte görüneceğini söylemekteler.
Binalara ismini veren bakır paneller, alev geciktirici orta katman ve paslanmaz çelik arkalık içeren bakır bir bileşik ile yapılmıştır.
Tüm bunların sonucunda Amerikan Bakır Binası, New York’un ufuklarında dahiyane bir mühendislik harikası olarak yerini almış oldu. Bu tasarım, dünyanın en kalabalık şehirlerinden birinde etkileyici bir yaşam alanı sunuyor.
Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle…
Kaynak