Reaktör Tasarım Mühendisi Turgut: “Akkuyu’da kullanılan VVER-1200’de deneyim ve son teknoloji buluştu”
– Can Turgut:
– “Akkuyu NGS tecrübesi ile Türk mühendisler bilim ve teknolojide ülkemizi daha ileriye taşıyacak”
Rusya Devlet Atom Enerji Kurumu Rosatom, son teknoloji tasarımı VVER-1200’ü dünyanın dört bir yanında inşa etmeye devam ediyor. Dünyanın seri üretime sahip tek 3+ nesil reaktörü olan VVER-1200 Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS’de de kullanılacak. Reaktör Tasarım Mühendisi Can Turgut, Akkuyu’da kullanılan VVER-1200’de deneyim ve son teknolojinin buluştuğunu söyledi.
Türkiye’nin yanı sıra Belarus, Finlandiya, Macaristan, Çin ve Bangladeş bu teknolojiyi tercih eden ülkeler arasında yer alıyor. Akkuyu Nükleer Güç Santralinin (NGS) referans santralleri olan Rusya’daki Novovoronej-2 ve Leningrad-2 santrallerinde bu teknolojinin kullanıldığı 3 güç ünitesi bulunuyor, bunlardan ikisi Novovoronej-2, diğeri ise Leningrad-2 santrallerinde çalışıyor. Şu anda Leningrad-2 santralinde ikinci güç ünitesinin devreye alma çalışmaları sürüyor. Ayrıca Belarus NGS’de de 1 adet VVER-1200 reaktörünün devreye alma işlemleri yakın zamanda gerçekleşecek. Güvenlik ve performans özellikleriyle öne çıkan bu reaktör tipinde, yüksek güç kapasitesi ve güç verimliliğinin yanı sıra, aktif ve pasif güvenlik sistemleri kullanılarak kaza ihtimali en aza indirgeniyor.
VVER-1200 reaktörlerinin, bir önceki nesil reaktörleri ile karşılaştırıldığında birçok avantajı bulunuyor. Yüzde 20 daha güçlü olan reaktörü işleten personel sayısı ise yüzde 30-40 oranında daha az ve reaktörün çalışma ömrü de 60 artı 20 yıl opsiyonuyla 80 yıla kadar çıkabiliyor.
“Akkuyu NGS’de kullanılacak reaktör için bölgenin coğrafi yapısı göz önüne alındı”
Rusya, ABD, AB, Hindistan, Çin, Japonya gibi ülkelerin katılımıyla Fransa’da bir araştırma merkezinde yürütülen dünyanın en büyük füzyon projesi ‘ITER’de Reaktör Tasarım Mühendisi olarak görev yapan Dr. Can Turgut, VVER-1200 tipi güvenlik sistemini şöyle anlattı:
“Nükleer reaktör tasarımlarında alınan tüm önlemlere rağmen iç ve dış etkenler daima göz önünde bulundurulur ve derinlemesine güvenlik adı verilen bir felsefe ile tasarımlar geliştirilir. VVER-1200 tip 3+ nesil nükleer reaktörler; uçak düşmesi, terörist saldırılar, deprem, tsunami gibi birçok olası durum göz önüne alınarak tasarlanmıştır. Bu tür reaktörlerle nükleer yakıt güvenli bir şekilde izole edilir ve en ağır koşullar altında bile nükleer atıklar çevreye yayılmaz.
Nükleer reaktör çekirdeğinde nükleer yakıtının erimesi durumunda bile eriyik tuzağı ya da kor tutucu olarak adlandırılan ekipman aracılığıyla bu yakıt güvenli bir şekilde içeride tutulur. VVER-1200 güç ünitelerinde, patlayıcı hidrojenin birikmesini önleyen, bu gazın konsantrasyonunu azaltan ve alev almasını engelleyen passif (güç kaynağında bağımsız çalışabilen) recombinatorler (geri birleştiriciler) kuruludur. Bu tip olaylara karşı daha da geliştirilen güvenlik sistemleri yeni VVER-1200 tasarımına dahil edilmiştir.
Akkuyu NGS’de kullanılacak reaktör için bölgenin coğrafi yapısı göz önüne alınarak, deprem, soğutma suyu gibi konularda bazı modifikasyonlar yapılmış, reaktör daha güvenli ve daha verimli hale getirilmiştir. Rus Rosatom firmasının, geliştirilen son model reaktör tipi VVER-1200 üzerinde kendi ülkelerinde Novovoronej NGS-2 ve Leningrad NGS-2 gibi projelerle kazanmış olduğu tecrübe, ülkemizdeki projenin de planlı ve güvenli bir şekilde yürütülebilmesi açısından önem arz ediyor.”
“VVER-1200, deneyim ve en son teknolojinin ürünü”
Nükleer reaktörlerin çalışma prensibinin diğer elektrik santrallerinden çok da farklı olmadığını dile getiren Turgut, “Tüm elektrik santralleri türbinleri çevirip jeneratörden elektrik üretmek amacı ile tasarlanmıştır. Türbinler su ya da buhar ile çevrilebilir. Buhar üretimi için ise genellikle su kaynatılır. Su eğer fosil yakıtlar kullanılarak kaynatılırsa termik santral, nükleer bölünme sonucu çıkan enerji ile kaynatılırsa nükleer santral olarak adlandırılır. Nükleer güç santralleri arasında en yaygın olarak kullanılanları basınçlı ve kaynar sulu reaktörlerdir. Günümüzde kullanılan kaynar sulu reaktörlerin bazı kontrol ve bakım zorluklarından dolayı daha çok basınçlı su tipi reaktörler tercih edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Akkuyu NGS’nin su yavaşlatıcılı-su soğutmalı VVER tipi santral olduğunu kaydeden Turgut, “Akkuyu NGS, uzun yıllar üzerinde çalışılıp geliştirilmiş, çalışma prensipleri konusunda oldukça fazla tecrübe kazanılmış olan basınçlı su reaktörleri sınıfına girer. VVER sınıfı reaktörlerin ise en son modeli olan VVER-1200, işte bu kazanılan işletme ve deneyimlerin en son teknoloji ile buluşması sonucu, 1990’lı yılların sonu 2000’li yılların başında Rusya tarafından geliştirilmiştir. Altıgen yakıt çubukları ile yakıtların en optimal düzeyde yanması sağlanmış, yere paralel ısı değiştiricileri ile de enerji verimliliği artırılmıştır” diye konuştu.
Romalıların savunma prensibine dayanıyor
Nükleer reaktör tasarımlarında kullanılan ‘derinlemesine güvenlik’ felsefesinin Romalıların savunma taktiğinden alındığını kaydeden Turgut’a göre, bu felsefenin temelinde, olası kazaların çevreye olabilecek zararlı etkilerinin birçok bariyer kullanılarak durdurulması ve/veya en aza indirilmesi bulunuyor. En basit şekliyle olası kazanın etkilerinin dışarıya yansıyabilmesi için birbirinden tamamen bağımsız birçok engeli sırası ile geçmesi gerekiyor. Yeni nesil reaktörlere eklenen pasif sistemler ile güvenlik sistemleri güç kaynağına ihtiyaç duymadan herhangi bir anormal çalışma durumunda kendiliğinden devreye giriyor. Yeni geliştirilen kalp kapanı (kor tutucu) sayesinde, ciddi kazalar sonucunda oluşabilecek radyoaktif olan ergimiş reaktör yakıtları bile bir hazneye hapsedilerek radyoaktivitenin dışarı çıkması önleniyor.
“Türk mühendislerin edindiği tecrübe, ülkemizi çok daha ileriye taşıyacak”
Türk nükleer uzmanların yetiştirilmesi amacıyla Rusya’da gençlerin eğitim görmelerinin son derece önemli olduğunun altını çizen Can Turgut, “Geçtiğimiz 10 senelik zaman diliminde, içinde arkadaşlarımın da bulunduğu birçok Türk öğrencinin Rusya’da nükleer eğitimi görmeleri, Rus reaktörlerinde staj yapmaları, Türk mühendislerinin de VVER tipi reaktörler hakkında yeterince teorik ve pratik bilgiye sahip olmasına imkan sağladı. Halihazırda mezun olan Türk mühendisler, Akkuyu projesinin çeşitli bölümlerinde çalışarak projeye katkıda bulunuyorlar. Akkuyu NGS sayesinde Türk mühendislerin nükleer konularda edindiği bilgi birikimi ve tecrübenin, sadece nükleer enerji alanında değil, bilim ve teknolojinin birçok alanında ülkemizi çok daha ileriye taşıyacağı kanaatindeyim” dedi.
“Akkuyu NGS’de Avrupa standartlarına göre denetim yapılıyor”
Türkiye’de nükleer alanda yapılacak düzenlemelerde yetki, Nükleer Düzenleme Kurumu’na (NDK) ait. Akkuyu NGS projesini gerçekleştiren Rosatom’un lisans/yetki alabilmesi için her aşama öncesinde, başvuru ile birlikte ulusal mevzuatta ayrıntıları verilen teknik bilgi ve dokümanları NDK’ya sunması gerekiyor. Santral, tüm bunların yanı sıra Avrupa standartlarına göre de denetleniyor. Dr. Can Turgut, sistemin işleyişini şu sözlerle anlatıyor:
“Güvenlik Analizi Raporu adı verilen bir raporda; nükleer tesiste mevzuata uygun olarak alınan tüm önlemler, uygulanan tüm standart ve kurallar ile o aşamada uygulanmak üzere hazırlanan tüm programlara ilişkin ayrıntılı analiz ve bilgiler yer alır. NDK, bilgi ve dokümanların incelemesini yapmasının yanı sıra, gerektiğinde proje faaliyetlerinin kurucu tarafından nasıl yürütüldüğünü de denetler. Bu amaç dahilinde, halihazırda benim de çalışmakta olduğum Fransız firması Assystem ile de anlaşma yapılmış ve Akkuyu’daki reaktörün Avrupa standartlarına göre denetiminin yapılması amaçlanmıştır. Birçok farklı kurum ve kuruluşun yer aldığı bu derin denetleme mekanizması sayesinde Akkuyu projesi en yüksek güvenlik ve verim esasına göre hayata geçiriliyor.”
[kaynak]