2024 yılı yine deprem gerçeği ile başladı. Japonya’da 1 Ocak’ta meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki deprem 30 kişinin canına mal oldu. Bunun yanı sıra gündeme yeniden gelen deprem erken uyarı sistemi ise başarılı bir şekilde çalıştı.
2017 Yılında Meksika’da gerçekleşen 7,1 ve 8,2 büyüklüğündeki iki deprem ile birlikte dünya yeniden depremin etkili yüzünü hatırlamak zorunda kaldı. Bu depremlerde maalesef can kayıpları meydana geldi.
Depremler sırasında bir çok görüntü kaydedildi. Bu görüntülerde bir çoğumuzun dikkatini çekmeyen detay ise siren sesleriydi. Biz de bu yazımızı bu siren seslerini açıklamak ümidi ile yazma gereği duyduk.
Deprem erken uyarı sistemini videodan nasıl çalışıyor izleyebilirsiniz.
Deprem Erken Uyarı Sistemi Nedir?
1990 ve sonrasında tüm dünya genelinde gerçekleşen teknoloji ve haberleşme gelişmeleri sonucunda her alanda çalışmalarını yoğunlaştıran bilim insanları depremler ve yer hareketlerinin kayıt süreleri içinde, gerçek zamanlı değerlendirme çalışmaları yaptılar. Bu çalışmaların sonucunda gerçek zamanlı sismoloji konusunda oldukça büyük yol kat edildi. Bir deprem sırasında oluşan sismik dalgalar farklı hızlarda hareket ettiklerinden deprem kayıt istasyonlarına da belirli sıralarda ulaşmaktadır. Öncelikle hızı 5.0-7.4 km/sn arası değişen P dalgası, ardından da 3.0-4.0 km/sn ile S dalgası oluşur. P ve S dalgalarının bir istasyona varış zaman farkı, depremin odağından uzaklaştıkça da artar. Bu artış deprem erken uyarı sistemleri için zaman kazanmak anlamına gelir.
Sonuç olarak depremler meydana gelmeden önce gönderdiği birincil P dalgası ile “geliyorum” mesajı verdiği ortaya çıkar. İşte deprem öncesi uyarı sistemi de bu prensibe göre çalışmaktadır. Deprem meydana gelmeden önce gönderdiği birincil P dalgasını algılar ve alarm verir.
Dünyada Kurulu Erken Uyarı Sistemleri
En son Meksika depremlerinde duyduğumuz siren seslerinden de anlaşılacağı üzere, deprem ülkesi olan Meksika’da bu sistem mevcut ve başarıyla çalışıyor. Meksika’nın dışında bu sistem tahmin edebileceğimiz gibi Japonya’da bu sistemi kullanıyor. Tayvan, Romanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’de de bu sistem kullanılmak üzere kurulmuş durumda.
T.C Bakanlar Kurulu’nun 05 Nisan 2001 tarihli kararı ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından İstanbul Deprem Erken Uyarı ve Acil Müdahale Projesi’ nin erken uyarı sistemi ayağı kapsamında 10 adet kuvvetli yer hareketi istasyonu kurulmuştur. İstasyonların yerlerini yukarıdaki şekilde görebilirsiniz. İstasyonlar güvenliği, veri nakil emniyeti, fay hattına yakınlık gibi kriterler göz önünde bulundurularak Adalar, Tuzla, Yalova, Gebze ve Marmara Ereğlisi vb. mahallerde belirlenmiştir.
Uydu vasıtasıyla istasyonlardan gelen sürekli veriler ana merkezde otomatik olarak değerlendirilir. Ayarlanabilir bir zaman penceresi içinde en az 3 istasyon tarafından eşik seviyesinin aşılıp aşılmadığı sistem tarafından sürekli kontrol edilir. Eşik seviye değerinin aşılmasının ardından “deprem” kararı verilir ve yazılım tarafından otomatik olarak alarm mesajı üretilmektedir. (Dr. Hakan Asaf ALÇIK-Deprem Erken Uyarı Sistemleri)
Bu sistemin ülkemiz için deprem sonuçlu kullanılmaması en büyük dileğimiz. Ayrıca çalışıp çalışmadığı veya deprem öncesi alarm verilip verilmeyeceği konusunu bilemiyoruz. Bildiğimiz tek gerçek deprem ile yaşamamız gerektiği.
Yük.İnş.Müh. Muhammed DEMİRKOLLU
Güncelleme: 02.01.2023