TÜRKİYE’DE İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ TARİHÇESİ
İNŞAAT MÜHENDSİLİĞİ NEDİR ?
İnşaat Mühendisliği çevremizde bulunan evler, köprüler, barajlar ve kanalizasyonlar gibi ihtiyaç duyulan yapı ve elemanların projelerini çizen ve yapım aşamasında direk olarak yer alan ve yöneten birimdir. İnsanlığın var olduğu günde de barınma ihtiyacının olacağını düşünecek olursak konumu itibari ile ilk peyda olmuştur. Bu sebepten mühendisliğin babası kabul edilmektedir. Hızla gelişen ve yeniliğe açık olması dolayısıyla herhangi bir yapıda karşılaşılan soruna bugün verilecek cevap ile 2 sene sonra verilecek cevap değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sebepten olacaktır ki mühendislerin kendisini geliştirmesi ve bu değişikliklere ayak uydurabilmesi gerekmektedir. İnşaat projesinin temini, inşaat maliyet hesabı, şantiye şefliği, ve denetleme mekanizması da mühendislerin görevleri arasında olduğunu düşünecek olursak liderlik vasfını da gerekli hale getirmektedir.
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ TARİHÇESİ
Net bir tarih verilmemekle birlikte insanlığın göçebe yaşamdan kopmaya başladığının ve bir bölgeye ait olma çabasının varlığından bu yana İnşaat mühendisliği vardı diyebiliriz. Sonuç itibari ile tarihi bir olayı ele alacak olursak o günün şartlarını düşünerek hareket etmeliyiz. Şu şekilde örnek verecek olursak Süleymaniye Camisinde kullanılan Horasan Harcı günümüzde kullanılmamaktadır ancak o zaman şartında kullanılmış ve etkili bir malzemedir. Ancak maddi olarak uygun görülmediği günümüzde pek tercih edilmemektedir. Konumuza gelecek olursak iki bin sene önce kişilerin çevresinde bulunan kaya parçalarını üst üste ekleyip çamur ve otlarla kayaların arasını kapatması da bir İnşaat Mühendisliğidir.
İnşaat Mühendisliği denince akla şüphesiz
- Gize Piramidi
- Babil’in Asma Bahçeleri
- Zeus Heykeli
- Efes’teki Artemis Tapınağı
- Halikarnas Mozolesi
- Rodos Heykeli
- İskenderiye Feneri gelmektedir. Buradan da anlaşıldığı gibi gerekli ihtimam gösterilmesi ve layıkıyla tamamlandığı sürece kimi yapılar tarihe mal edilmektedir.
Karşımıza çıkan ilk büyük mühendislik harikaları Mezopotamya ve Antik Mısırda çıkmaktadır. Takribi M.Ö.4000 ve M.Ö.2000 yıllarında yapıldığı düşünülen yapıları ele alalım.
Gize Piramidi;
Günümüzde henüz nasıl yapıldığı çözülememiştir. Kimi teoriler suyu kaldırma kuvveti kullanılarak tamamlandığı düşünülmektedir. Ancak tatmin olunan bir cevap henüz verilememiştir. Günümüzde dahi bu denli bir yapını tamamlanması yıllar süreceğini düşünecek olursak ne denli önemli bir yapıtın ne zorluklarla yapıldığı ve bir başyapıt olması bölgenin büyük çaplı turist akınına uğramasına sebep olmaktadır. Bölgede hüküm süren krallar ve kraliçelerin gövde gösterisi ve adlarını yaşatma amacıyla yapılmış görsel bir varlıktan öteye gitmemektedir.
TÜRKİYE’DE İNŞAAT MÜHENDSİLİĞİ
Proje bakımından düşünülecek olursa Gazi Paşanın ve Baron de Tott’un teklifi ile 3. Mustafa’nın 1773 yılında gemi inşaat mühendislerini yetiştiren Mühendishane-i Bahri-i-Hümayunu açmasıyla başlar.
Ancak bu tarih bizi yanıltmamalıdır. Keza öncesinde yapılan bir çok inşaat mühendisliği yapıtı vardır. Şöyle ki örnek verecek olursa Mimar Sinan’dan verilmelidir. Şüphesiz kendisi günümüzde henüz ayakta duran bir çok cami ve medresenin ve dahi köprünün baş mimarlığını yapmıştır. İnşaat mühendisliği tek bir parça olarak düşünülmemiştir. Şöyle ki şu anda bulunan İnşaat Mühendisli Mekanik mühendisliği iki ayrı bölümüm olarak düşünülmüştür ama bu ayrışma o zaman şartı için geçerli değildir.
Cumhuriyetimizin ilanı sonrasında gelişme çabası içerisine girme çabası olan devletimiz gelişimlerine baraj, yapı binası, köprü, kanalizasyon çalışmaları ile sürdürmüştür. Osmanlı Devletinden kazanılmış olan tersaneler ve demiryollarının kazandırdığı tecrübeler göz ardı edilemez. Aynı zamanda Robert Koleji ve İtü varlığı cumhuriyetimizin gelişiminde büyük katkıları olan 2 büyük kurum olmuştur.
Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte ülkenin mühendis ihtiyacını karşılayabilmek için çeşitli çalışmalar başlatılmış, 1926 yılında başlayan çalışmalar 2 yıl sürmüş ve bir Yüksek Mühendis Mektebi Kanunu ile Mühendis Mekteb-i Ali’si (Yüksek Mühendis Mektebi’ne) dönüştürülmüştür.
1929’da uygulamaya giren yönetmelikle Alman Yüksek Teknik Okullarına benzetildi ve üç ihtisas şubesi kuruldu.
- Yol ve Demiryolu Mühendisliği
- Mimari ve İnşaat (Yapı)
- Su Mühendisliği
Yüksek Mühendis Mektebi başlangıçtan itibaren ağırlık olarak inşaat mühendisliği öğretimi yapmıştır.
Gelişimin başlangıcı olarak İnşaat Mühendisliği düşünülmüştür. Dikkatli bir gözlem sonrası cumhuriyetimizin ilanı sonrası yapılar ile 20 yıl sonrası yapıları arasında gözle görülebilir bir fark vardır. Açıkça söyleyebiliriz ki insanoğlu var olduğu sürece gelişim devam edecek bu gelişim çevremizdeki yapılarda rahatlıkla gözlemlenecektir. Türkiye’de de inşaat mühendisliği tarihçesi, bu gelişimleri takip edebilen ve ayak uyduran inşaat mühendisleri sayesinde sağlanacaktır.