Gayet teknik olan mesleki konuları bir de edebi hassasiyetle yazmaya kalkışınca okuyucu tarafından pek anlaşılır olmuyor. Bilgi ve algı düzeyinin gerilemesi ve kavramsal fakirlik de bu durumu oldukça tetikliyor. Güncel yenilikler yaşama dair tüm alanlardaki alışkanlıkları değiştirdiği için geçmişte var olan okuma alışkanlığımız neredeyse bitti diyebilirim. Bundan dolayı konuyu edebi bir üslup ile değil halk diliyle anlatmaya çalışacağım.
Evvela hiç lafı hiç eğip bükmeden şunu söyleyeyim; meslekte ciddi bir niteliksizleşme ve bayağılaşma durumu var. Bilgi, öngörü, dik duruş, kendinden eminlik, araştırmacılık, güçlü iletişim, kazanma ruhu ve kararlılık maalesef yok olmuş durumda. (Buradaki zamansal kıyaslama kriterim 15-20 yıl öncesi ile bugün arasında.) Son zamanlarda mesleğe yeni dahil olan hemen hemen hiç kimsede bu saydıklarımdan eser görmedim. Elbette istisnalar hariç…
Zoraki bir seçim yapmış olma halinin getirisi olan; bıkkınlık, ilgisizlik, meraksızlık, inançsızlık, tembellik, günü ve anı kurtarma düşüncesi ve pratikleri ile sıradanlık durumları genele hakim diyebilirim.
Bu duygu ve düşünce durumunun beslediği ve büyüttüğü bir iş güvenliği uzmanının neyi ne kadar doğru yapmasını bekleyebilirsiniz? Ya birçok mesleki konu yanlış anlaşılmış yahut hiç anlaşılmamış. Herkes düşünce ve pratik olarak birbirinin aynı gibi. Neredeyse hiçbir farklılık emaresi yok. İş güvenliğine dair en temel ve en basit konudan en zor ve ağır konulara kadar neredeyse bütün konular bir ezber üzerinden taklit usulüyle yürütülmeye çalışılıyor. Mevzuatı ezberle, doküman hazırla, saha gözetimi yap, adına eğitim dedikleri bir tiyatroyu sahnele, zabıta misali ceza yaz, çalışanlar ile köşe kapmaca oyna, uygun görmediğin şeylerin raporunu hazırla vs…
Devletin tek tip uzman modeli ile bilgi ve algı seviyesi o kadar çok düştü ki mevcut niteliksizlik ve yetersizlik ile bu noktadan ayağa kalkmak imkansız hale geldi. Aktif görevde olan ve iş sağlığı ve güvenliğini kendi cümleleri ile adam akıllı tanımlayıp anlatabilecek iş güvenliği uzmanı sayısı yok denecek kadar az. İş güvenliğinin en temel işlevlerinden olan denetim konusunu tüm yönleriyle bilen, anlayan ve uygulayabilen kaç kişi vardır sizce? Sadece bu konuya örnek vereyim ki hem konu uzamasın hem de okuyan her iş güvenliği uzmanı bu hususta kendini test etmiş olsun.
Denetim, faaliyetlerin ve bu faaliyetlere yönelik elde edilen sonuçların, önceden planlanmış olan düzenlemelere uygunluğunu, düzenlemelerin uygulanma biçimini, elde edilen verimi ve kuruluşun iş sağlığı ve güvenliği politika ve hedeflerine paralellik derecesini saptamak için yapılan bağımsız sistematik bir muayenedir.
Denetimin gayesi, iş sağlığı ve güvenliği anlamında tüm usul ve esasları belirlenmiş ve tüm süreçleri bir sisteme bağlanmış olan bir işyerinin şu anki durumu ile planda yazılmış ve belirlenmiş olan arasındaki seviyeyi ve yakınlığı ortaya koymaktır. Planlamada olan ile sahada yapılan ile aynı mı değil mi? Bütün konu bununla alakalı.
Yani bir işyerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili belirlenmiş ve yürürlükte olan bir politika, plan, prosedür ve sistem yoksa o işletmede iş sağlığı ve güvenliği denetimi diye bir şey olmaz, yapılamaz. Şu an denetim zannedilerek yapılmaya çalışılan pasif, etkisiz ve hiçbir pozitif sonuca hizmet etmeyen şey ise basit gözlem, gözetim faaliyetidir. İş güvenliği uzmanı bir işyerine başladığı gibi hemen kendini sahaya atıp soluğu orada alıyorsa net söylüyorum o, işi bilmiyordur ve iş güvenliğini anlamamıştır. Hele de bunu yapan bir iş sağlığı ve güvenliği yöneticisi ise hepten geçmiş olsun. Vah o işyerinin ve çalışanların haline. Gerçi sektörde şu an gerçek manada iş sağlığı ve güvenliği yöneticisi sayısının takriben 100 kişiyi geçeceğini sanmıyorum. Bu unvanla iş yapan çok kişi var da üzülerek söylüyorum ki çok büyük çoğunluğu yönetim ve yöneticilik ile ilgili zerre kadar bilgiye sahip değil ve konudan tamamen habersiz. Hatta büyük bir bölümü iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bile doğru bir algı ve bilgiye sahip değiller.
Bu arada bahsettiğim ve işyerinde iş sağlığı ve güvenliği anlamında öncelikli olarak oluşturulması gereken politika, hazırlanması gereken plan ve kurulması gereken sistem iş sağlığı ve güvenliği yöneticisi tarafından yapılması gereken şeylerdir. Bunlar yapılmadan o işyerinde iş sağlığı ve güvenliği anlamında hiçbir şeyden bahsedilemez. Tüm bunlar yönetimin en temel, asgari ve en basit konularıdır ki bunları yapamayan ve bilmeyen kişi iş sağlığı ve güvenliği yöneticisi olamaz. Yönetim bilmeyen yönetici olur mu hiç? Bu sadece trajikomik bir durum olur.
Şimdi bunu okuyan iş güvenliği uzmanları ve yöneticileri, kendilerini bu bilgiler ışığında test edebilirler. Bu testi biraz daha derinleştirmek için iş sağlığı ve güvenliği denetimi ile ilgili asli bir konudan daha bahsedeyim kimler doğru biliyor ve uyguluyormuş, kimler ise bilmiyormuş onu da tespit etmiş oluruz. Paylaşacağım bu bilgiyi uygulamak için yukarıda ifade ettiğim gibi öncelikle işletmede bir iş sağlığı ve güvenliği sisteminin kurulması gerekir.
Şimdi gelelim denetim konusunun uygulanma biçiminin nasıl olduğuna:
Bir iş sağlığı ve güvenliği denetiminin, istenen, beklenen sonuçları verebilmesi ve denetlenen şeyin tam manasıyla anlaşılabilmesi için asgari olarak şu dört başlığı içinde barındırması gerekir.
- Doğru uygulamalar
- Doğru başlamış, devam etmeyen, yarım kalmış uygulamalar
- Yanlış uygulamalar
- Hiç yapılmayanlar
Bu başlıklar üzerinden yapılan bir denetim, bütünü anlamaya çalışmak, işyerinin iş sağlığı ve güvenliği anlamında zayıf – güçlü, avantajlı – dezavantajlı vb. yanlarını ortaya koymak için asgari ilkeleri içerir. Her başlık diğer bir başlığı tamamlamakta, denetlenen yapı yahut süreçle ilgili doğru ve bütüncül sonuçlara ulaşmayı sağlamaktadır. Denetimin bu başlıklar üzerinden yapılması ve denetim raporlarının da bu başlıklara göre hazırlanması gerekir.
Başta da dediğim gibi denetleme, iş sağlığı ve güvenliğinin ana ve temel konularındandır. Bu konunun dahi bilinmiyor olması ve hatta bu hususta çok yanlış bilgiler ile hareket ediliyor olması gösteriyor ki gerçekten sektörde ciddi bir niteliksizlik ve yetersizlik var. Kalitesizlik demiyorum çünkü en temel konuyu dahi bilmeyen ve anlamayan için kalite kavramı çok uzakta kalır. Eğitim, Güvenlik iletişimi, Raporlama, Standardizasyon, Güvenlik bütçesi, Total katılım, İş etüdü, Delegasyon, Planlama/Programlama, Motivasyon gibi üst konular ile Makine/Ekipman, Yüksekte çalışma, Yangın gibi teknik ve spesifik konulardaki bilinmeyenleri ve bilindiği zannedilerek yapılan yanlışlara hiç girmiyorum bile.
İSG profesyonelinin görevi önlem almak değil, işletmenin güvenlik dinamiklerini harekete geçirerek güvenlik potansiyelini açığa çıkarmaktır.
Kısacası iş sağlığı ve güvenliğini evvela iş güvenlikçilerden kurtarmak lazım…
İtiraz, öneri ve yorumu olanlar için mail adresim: [email protected]