Kız Kulesi, İstanbul Boğazı’nda bulunan iki adadan birinin üzerinde kurulmuş tarihi ve sembol bir yapı olarak öne çıkıyor. Galatasaray SK’ya ait olan Galatasaray Adası dışında İstanbul Boğazı’nda bulunan Kız Kulesi vakitliyle gözetleme kulesi maksadıyla kayalıklara kurulmuş bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.
Kız Kulesi Restorasyonu çalışmaları 2021 yılında başladı. Kız Kulesi, etrafında bulunan iskelenin kalkmasıyla tamamen ortaya çıktı. Sosyal medyada restorasyonu büyük gündem oluşturan Kız Kulesi Restorasyon Projesi bittiğinde nasıl olacak merak edenler Kız Kulesi’ne ait internet sitesinden resimlere ulaşabilir.
11 Mayıs 2023’te tamamlanan restorasyon çalışmaları aslında Kız Kulesi’nin ilk restorasyonu değil. Daha önce defalarca restorasyon gören ve hasarlar atlatan Kız Kulesi yeni hali ile gelecekte de İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olacak. Yapının son halini aşağıdaki videodan inceleyebilirsiniz.
Kız Kulesi 2 Bin 500 Yıllık Tarihe Sahip
Kız Kulesi, 2 bin 500 yıllık tarihe sahip ve İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olarak geçiyor. Kız Kulesi’nin restorasyonundan sonra nasıl görüneceği merak konusuyken gelin bu tarihi simgenin geçmişini biraz inceleyelim.
Kaynaklara göre Kız Kulesi, Kyzikos’taki deniz zaferinin ardından, MÖ 408’de Atinalı general Alkibiadis tarafından muhtemelen boğazın Karadeniz tarafından gelen gemiler için Üsküdar’ın önündeki küçük kayalıklar üzerine özel bir istasyon inşa ettirildiği düşünülüyor. Üsküdar’ın sembolü hâline gelen kule, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir. Kayalıklar üzerine kurulan Kız Kulesi’nin tarihinin MÖ 24 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahip olduğu düşünülüyor.
1110’da Bizans İmparatoru I. Aleksios, İstanbul Boğazında bulunan adacığın üzerine, taş duvarla korunan ahşap bir kule inşa ettirmiştir. Kuleden Konstantinopolis’teki Mangana semtinde (tarihi yarımadada bir mahalle) dikilmiş başka bir kuleye uzanan bir demir zincir gerilmiş, daha sonra adacık su altı kalıntıları hala görülebilen bir savunma duvarı ile Asya kıyısına bağlanmıştır. 1453’te İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethi sırasında, kulede Venedikli Gabriele Trevisano tarafından yönetilen bir Bizans garnizonu bulunuyordu. Daha sonra yapı, Fatih Sultan Mehmed döneminde Osmanlı Türkleri tarafından gözetleme kulesi olarak kullanılmaya devam etmiştir.
Kız Kulesi, ilk olarak Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği yapmıştır. Bu ada, Bizans döneminde inşa edilen ek bina ile gümrük istasyonu olarak da kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ise gösteri platformundan savunma kalesine, sürgün istasyonundan karantina odasına kadar birçok işlev yüklenmiştir. Asli görevi olan ve yüzyıllardan beri varlığı ile insanlara, geceleri ise geçen gemilere göz kırpan feneri ile yol gösterme işlevini hiç kaybetmemiştir.
Bazı Avrupalı tarihçiler buraya Leander Kulesi de demektedir. Kule hakkında dilden dile, nesilden nesille ulaşan pek çok rivayet de bulunmaktadır. Antik Çağ’da arkla (küçük kale) ve damialis (dana yavrusu) adları ile anılan kule, bir ara da “Tour de Leandros” (Leandros’un Kulesi) ismi ile ünlenmiştir. Şimdi ise Kız Kulesi ismi ile bütünleşmiş ve bu ismi ile anılmaktadır.
Çok çok eski bir geçmişi olan Kız Kulesi, bir zamanlar Boğaz’dan geçen gemilerden vergi alınmak maksadı ile dahi kullanılmıştır. Kule ile Avrupa yakası arası boyunca büyük bir zincir çekilmiş ve gemilerin Anadolu yakası ile Kız Kulesi arasından geçişine (O zamanlar gemi boyutları küçük olduğu için geçebilmekteydiler.) izin verilmiştir. Bir süre sonra kule, zinciri taşıyamamış ve Avrupa yakasına doğru yıkılmıştır. Kuleden suyun içine bakıldığında bu yıkıntıları hala görülebilmektedir.
Kule 1509 depreminde büyük hasar alarak yıkılmış, yıllar sonra ise yeniden inşa edilmiştir. Kız Kulesi 1721’de de yanmıştır. Sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından imar emri verilmiş ve yeni bina deniz feneri olarak kullanılmış; çevre surlar 1731 ve 1734 yıllarında onarılmıştır. Sonunda 1763’te kule daha dayanıklı taştan yeniden inşa edilmiştir. 1829’dan itibaren karantina istasyonu olarak kullanılmış ve 1832’de Sultan II. Mahmud tarafından Kız Kulesi yeniden restore edilmiştir.
1945’te, kuleyi İstanbul Liman Yönetimi yeniden restore etmiştir. Daha sonra kule 1998’de tekrar restore edildi, kısa bir süre önce James Bond filmi Dünya Yetmez’de de yer almıştır. 17 Ağustos 1999 depremi ardından, Marmara Denizi’ndeki tsunamiden sonra kuleyi güçlendirmek için çelik destekler eklenmiştir. Sarayburnu’ndaki eski Roma, Bizans ve Osmanlı başkentinin manzarasına sahip iç mekan bir kafe ve restorana dönüştürülmüştür.
Özel tekneler turistik amaç ile gün boyunca kule ile kıyı arasında gidip gelmektedir. Kız Kulesi 2000 yılında restore edilerek restoran haline dönüştürülmüştür. 2021’de kuleyi restore etme çalışmaları yeniden başladı. Görüntülere göre tamamlandığında artık içinde bir restoran olmayacak gibi duruyor.
Kız Kulesi Restorasyonu ve Son Hali
Kız Kulesi restorasyonu, alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı ve Han Tümertekin danışman olarak destek vermesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmektedir. Restorasyon projesi ilk başladığında kulenin çevresinin iskele ile kapatılması ile sosyal medyada adından çokça bahsettirmişti.
Mevcut durumda, kulede son olarak kubbe ahşap imalatları tamamlandı, kubbe görüntüsü aslına uygun olarak yeniden ortaya çıkarıldı. Kaplama ve sonlandırma aşamasına geçildi. Tarihi yığma duvarlardaki güçlendirme çalışmaları tamamlandı. İmalatları tamamlanan kale duvarlarında iskele sökümleri gerçekleştiriliyor.
Kız kulesinin bekası açısından kule ve kale restorasyon çalışmalarına ilave olarak ada çevresinde ortaya çıkan zemin zafiyetlerine yönelik tahkim çalışmaları da başladı ve zemin güçlendirme çalışmaları ise hala devam ediyor. Ada sınırları hizasında ortalama 24 metre derinlikteki ana kayaca ankre çelik-betonarme bütünleşik kazık imalatı yapılmakta.
Böylece yapının etrafı olası sarsıntılara, zemin kaymalarına ve diğer oluşabilecek tehlikelere karşı güçlendiriliyor. Ada bünyesinde gerçekleşen tahkim güçlendirme ve kule-kale mahallerindeki diğer imalatlar koordineli olarak devam ediyor.
Süreç boyunca kimyasal analizler, georadar görüntüleme sistemleri ve lazer tarayıcılar gibi bugünün teknolojisiyle her türlü imkan yapının korunması için kullanıldı. Kız Kulesi restorasyonunun tamamlanması ile içerisinde gezilebileceği ve 2000 yılında yapılan restoranın artık olmayacağı da söyleniyor.