TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, 2021 yılı için yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzunda yer alan inşaat mühendisliği taban başarı sıralamasına yönelik, YÖK Başkanı Yekta SARAÇ’a, açık bir mektup yayımladı.
Mektupta yer alan bazı ifadeler şu şekilde:
Yükseköğretim Kurulu Başkanı
Prof. Dr. M.A. Yekta SARAÇ`a
Sn. Başkan;
2020 yılında Odamızca İnşaat Mühendisliği bölümlerine yerleştirilecek öğrenciler için başarı sırasının 50.000 olarak belirlenmesine yönelik bir kampanya yürütülmüş, bu kampanyada hem Kurulunuza bu talep ve gerekçeleri iletilmiş hem de kamuoyuna yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılmıştı.
Kampanya kapsamında yapılan imza kampanyası iki haftalık bir sürede 27.000`e yakın imzaya ulaşmıştı. Bu talebin gerekçeleri ile birlikte ilgilileriyle paylaşılmış olmasına karşın 2021 yılı için İnşaat mühendisliği eğitimi alanına ilişkin alınan kararlar eğitim sorunlarının tekrar gündeme getirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
2021 yılı için yayınlanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzunda, bu yıl da inşaat mühendisliği taban başarı sırası 300.000 olarak belirlenmiştir. 31.03.2021 tarihinde yapılan Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulu toplantısında ise, “Mühendislik alanlarında, kontenjanların belirlenmesinde öne çıkan alanların ve ülke ihtiyaçlarının göz önünde bulundurularak toplam kontenjanın azaltılmasına,” kararı alınmıştır. Bu iki karar birlikte değerlendirildiğinde ülkemizde halen inşaat mühendisliği eğitimi alanında nitelik-nicelik sorunsalının çözülemediğini ve bu yaklaşımlarla da çözülmesinin zor olacağını söylemek mümkündür.
Özellikle 2006 yılından başlayarak bir ihtiyaç analizine, plan ve programa bağlı olmayan şekilde, niteliği göz ardı eden ve niceliği önemseyen bir anlayışla inşaat mühendisliği eğitimi veren üniversite sayılarındaki artışlar, buna paralel meydana gelen kontenjan artışları, son tahlilde işsizliği bir “kalifikasyon!” sorununa indirgeyen bir anlayışla birleştiğinde Ülkemizin bu gününün ve geleceğinin harcanarak, sorumluluğun bu üniversitelerde okuyan gençlerin üzerinde bırakılması ile sonuçlanmıştır.
2006 yılından itibaren 2015 yılına kadar kontenjanlarda sürekli artış yaşanmış 2016 yılında küçük bir düşüşten sonra 2019 a kadar yükselmeye devam eden kontenjan sayıları bu yıl için açıklanan kontenjanların % 40`ının boş kalmasına da bağlı olarak 2020 yılında 2011 yılı değerlerine gerilemiştir. 2020 yılında da açıklanan kontenjanların da % 40`ına talep olmamıştır.
2006-2020 yılları arasındaki kontenjanlardaki artışlar sonucunda mezunlarda da doğal olarak artış yaşanmış ve 2006 yılında 70.400 olan İMO`ya kayıtlı inşaat mühendisi sayısı 2020 yılı sonunda 135.000`e yükselmiştir. Üye olmayan mezunlarda göz önüne alındığında 2020 yılı sonu itibarı ile Türkiye`deki inşaat mühendisi sayısının 150.000 olduğunu söylemek mümkündür.
Mektubun son kısmında yer alan talepler ise şu şekilde:
- Tüm ikinci öğretimler kapatılmalıdır. Bu uygulama üniversitelerin sadece öğretim yaptığı anlayışının bir yansımasıdır. İkinci öğretimlerin kapatılması 2019 ve 2020 kontenjan ve yerleştirmelerine bakıldığında sonuca yaklaşılmış bir konudur. 2019 yılında 40 üniversitede ikinci öğretim için kontenjan belirlenirken, yerleştirmeler bu kontenjanların üçte birine ulaşmamıştır. Buna bağlı olarak 2020 yılında 16 üniversitede ikinci öğretim için kontenjan belirlenmiş, bu üniversitelerin ikisine hiç başvuru olmazken belirlenen kontenjanların da sadece % 25`ine yerleştirme yapılmıştır.
- Teknoloji Fakültelerinde inşaat mühendisliği eğitimine son verilmeli ve ara eleman yetiştirilmesi amacıyla yeniden yapılandırılarak inşaat alanına katkı vermeleri sağlanmalıdır.
- Her üniversiteye inşaat mühendisliği bölümü açılması anlayışından vazgeçilmelidir. Altyapı ve üstyapısı eksik olan üniversitelerdeki inşaat mühendisliği bölümleri kapatılmalı, buralardaki teknik imkan ve öğretim üyesi kaynakları ülke ihtiyaçlarına göre belirlenecek sayıda üniversitede bir plana bağlı olarak toplulaştırılmalıdır.
- İnşaat mühendisliğinde verimli bir eğitimin verilebilmesine yönelik olarak öğrencilerden istenmesi gereken asgari temel bilgi seviyeleri nesnel olarak tespit edilmeli, bu seviyeye karşılık gelen bir önceki yıla ait başarı sırası ilgili yılın taban başarı sırası olarak kabul edilmelidir. Vakıf üniversitelerinde, aynı üniversitede öğrenciler arasında temel bilgi seviye farkı oluşmasına izin verilmemelidir.
İçeriğin tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.