Süleymaniye Camii, Osmanlı dönemi mimarisini yansıtan en ihtişamlı mühendislik yapılarından biridir. Biz de bu yazımızda Mimar Sinan’ın “kalfalık eserim” diye bahsettiği bu muhteşem yapıyı bir mühendis gözüyle incelemeye çalışacağız.
Serinin ilk içeriği olan “Bir Mühendis Gözüyle Ayasofya” yazısına bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Süleymaniye Camii Yapılış Hikâyesi
Kanuni Sultan Süleyman Han’ın bir sabah aklına ulu bir cami yaptırma fikri gelir. Mimar Sinan’ı huzuruna çağırıp ondan cami hakkında görüş belirtmesini ister. En sonunda caminin genel planı belirlenir ve Mimar Sinan, uzun yıllar ayakta kalacak bu yapının inşaatında görevlendirilmiş olur.
Yapı Malzemeleri İle İlgili Notlar
- Yapının çoğunlukla kolon ve döşemelerinde kullanılan mermerler, Yunanistan, Suriye, Mısır ve Anadolu’nun çeşitli noktalarından temin edilmiştir.
- Caminin taş ihtiyacı İstanbul ve çevresindeki taş ocaklarından sağlanmıştır.
- İnşaatta kullanılan demir ve kurşun Bulgaristan’ın Samakov bölgesinden temin edilmiştir. Bu malzemelerde hiçbir zaman büyük miktarda alım yapılmamış, inşaatın ilerleme hızı takip edilerek fiyat artışı önlenmeye çalışılmıştır.
Yapıda Kurşun Kullanımı
Yapının duvar ve minarelerinin sağlam olması için demir kenetleyiciler kullanılmıştır. Bu kenetleyicilerin eğri olan uçlarının elemana daha iyi tutunabilmesi için de eğri uçların olduğu noktalara kurşun dökülüp dondurulmuştur.
Caminin kaplamalarında ve minare külahlarında da kullanılmış olan kurşun, yapının sarfiyatı en fazla görünen kalemlerinden biridir.
Temel İnşaatı
Yedi yılda tamamlanan külliyenin temel inşaatı 3 yıl sürmüştür. Bunun sebebi kazının ardından temelin oturmasının uzun sürmesidir. O yıllarda bu süreç Padişahı kızdırsa da, Mimar Sinan’ın göstermiş olduğu bu hassasiyet yapının uzun yıllar ayakta kalmasındaki en önemli faktörlerden biri olmuştur.
Ayrıca Mimar Sinan, yapıyı özellikle İstanbul’un yedi tepesinden birine inşa etmeyi istemiş ve Haliç ile Galata perspektiflerinden nasıl görüneceğini hesap ederek yapıyı tasarlamıştır.
Süleymaniye Camii Minareleri
Yapıda, avlunun köşe noktalarında olmak üzere 4 adet minare bulunmaktadır. Bu dört minare Kanuni Sultan Süleyman’ın fethin ardından gelen dördüncü padişah olmasını ifade etmektedir.
Minarelerin boyutları özel olarak birbirinden farklı tasarlanmıştır. Minarelerden ikisi 76 metre uzunluğunda ve 3 şerefeliyken, diğer ikisi 56 metre uzunluğunda olup 2 şerefelidir. Yapının toplam 10 şerefesi vardır ve bu sayı Kanuni Sultan Süleyman’ın, Osmanlı’nın 10. Padişahı olmasını simgeler.
Minarelerin gövde ve petek bölümleri on sekiz köşeli olarak tasarlanmıştır.
Yapıda Kullanılan Payandalar
Caminin duvarları dört cephede payandalarla desteklenmiştir. Ön cephenin bütünlüğünü korumak amacıyla bu duvarın payandaları caminin içine itilmiş, yine aynı amaçla, cami içerisinde mihrap duvarının bütünlüğünü zedelememek için, bu duvarı destekleyen payandalar da caminin dışına doğru tasarlanmıştır.
Fil ayaklarının (yapının ana kolonları) üzerinde kemerlerin itme kuvvetlerini karşılayan ağırlık kuleleri bulunur. Yapıda yer alan payandalar bu sekizgen gövdeli ve üstü kubbelerle kapatılmış kulelere saplanırlar.
Yapının Mükemmel Akustiği
Cami içinde akustiği sağlamak için ana kubbeye ve köşelere, ağızları iç tarafa açık olacak şekilde kenarları 50 cm olan 64 adet küp yerleştirilmiştir.
Geçmişte aydınlatmalar kandillerle sağlandığı için oluşan is, yapıların tavanında kararmalara sebebiyet veriyordu. Bu sorun Mimar Sinan tarafından, mihrabın tam karşısındaki kapının üzerinde yer alan is odası ile çözülmüştür. Kandillerden çıkan is bu noktada toplanmış ve sonrasında mürekkep yapımında kullanılmıştır.
Aynı zamanda böcek ve haşereleri yapıdan uzak tutmak için avizelerin yanında çok sayıda deve kuşu yumurtası kullanılmıştır.
Süleymaniye Camii Teknik Özellikleri
- Yapının ana kubbesi 26,5 metre çapında ve 53 metre yüksekliğindedir.
- Süleymaniye Camii ana kubbesi, önceki Mimar Sinan eserlerindeki çeyrek kubbelerin aksine yarım kubbelerle desteklenmiştir.
- Cami için en sağlıklı aydınlatmayı sağlamak adına ana kubbede 32 adet pencere kullanılmıştır.
- Ana kubbenin yükünü dört adet fil ayağı ve iki adet yarım kubbe temele iletir.
- Ana kubbenin inşasında ağırlığı azaltmak için hafif tuğlalar kullanılmıştır.
Süleymaniye Camii Erken Bitiş Hikâyesi
Süleymaniye Camii inşaatı devam ederken Kanuni Sultan Süleyman Edirne’ye gider. Bu esnada Mimar Sinan ayrıca Ferhad Paşa Sarayı’nı inşa eder. Bunu gören bazı kötülük yanlısı kişiler Kanuni Sultan Süleyman’a Mimar Sinan’ın cami ile ilgilenmediğini söylerler. Bunu duyan padişah, Mimar Sinan’a niçin başka lüzumsuz işlerle vakit kaybedip kendi camisiyle ilgilenmediğini sorar.
Konuşmanın sonunda caminin en erken ne zaman biteceğini kendisine söylemesini ister. Mimar Sinan 2 aya inşaatı bitirme sözü verir. Bir yıldan fazla sürmesi beklenen işi iki ayda bitirme sözü veren Mimar Sinan’a deli gözüyle bakılır.
Gece gündüz demeden çalışan Mimar Sinan söz verdiği gibi 2 ayın sonunda inşaatı bitirir ve kapıyı açması için anahtarı Kanuni Sultan Süleyman’a verir. Yanındakilere kapıyı açmaya en çok layık olan kişiyi soran Padişah, Mimar Sinan cevabını alır. Bunun ardından caminin anahtarı Mimar Sinan’a uzatılır ve caminin açılışını Koca Sinan yapar.
Yazıyı Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleriyle bitirmek istiyoruz:
Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen,
İki kazma kürek, iki de ırgat gerek,
Ancak hadi gel yapalım şunu geri desen,
Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.
Bir başka yazıda tekrar görüşmek dileğiyle…