Yüksek Öğretime Giriş Sınavı açıklandığında Matematik ve Fen bilimleri sıralamam diğer derslerin sıralamasından daha öndeydi.
Tercihimi mühendislik yazmaktan yana kullanmaya karar vermiştim ama hangi bölümü tercih edeceğime henüz karar vermemiştim ve araştırmalara başladım. Ben bu konudaki araştırmalarımı devam ettirirken aile büyüklerim sık sık beni arayıp nasihatlerde bulunuyordu.
Örneğin; bir gün yakınım olan bir kadın aradı ve bana; Ne yapacaksın mühendis olup onların çalışma koşulları çok zor, iş bulamazsın, yarın bir gün evlendiğinde düzen kuramaz zorlanırsın, en iyisi sen hemşire ol kendini garantiye al dedi. Sadece bu tanıdığımla bitmiyordu nasihat verenler. Bir gün gene bir yakınım aradı ve; mühendislik çok zor, maaşları çok düşük, iş bulma sıkıntısı yaşayan birçok mühendis var, bir de sen kızsın hiç iş bulamazsın, bir düzen kuramazsın en iyisi öğretmen ol, rahat edersin hem de bir kadına en uygun meslek öğretmenliktir dedi.
Ve buna benzer birçok telefon aldım. Farkındaysanız hepsinin ortak bir kanısı vardı: Kadın dediğin yeteneklerine, hayallerine bakmadan sadece rahat bir meslekte çalışmalı ve bir düzen kurmalıydı.
AMA HAYIR!
Ben bütün bu toplumsal yargı ve dayatmalara rağmen; tercihimi isteklerim ve yeteneklerim doğrultusunda yaptım ve mühendisliklerin içinde günümüz toplumuna göre kadın için en zorlaştırılan mühendisliklerden biri olan inşaat mühendisliğini tercih ettim. Verilen nasihatlerden “hak ettiğimiz koşullarda çalışamama ve düşük maaş” kısımları doğruydu belki ama bu sorunlar kadın ve erkek ayırt etmeyen, hepimizi etkileyen sorunlardır.
Bu sorunlar cinsiyet gözetmezken, toplumumuz bu sorunları kadın için daha vurgulayıcı hale getirmiş ve sıkıntıları kadınlık üzerinden büyütmüştür.
Kadınların tercihleri toplumun idealize ettiği ve kalıplaştırdığı doğrultuda mı gitmelidir?
Yeteneklerin ve becerilerin göz ardı edilip, istenilen kalıplara uygun olman beklenir. Bir kadın olarak bu beklentiyi karşılamadığında ise topluma doğru diye dayatılan algılarla ötekileştirilirsin.
Oysaki herkesin gözünden kaçan veya görmeyi tercih etmediği gerçek şudur: mesleğin cinsiyeti yoktur, HAYALİ, AZMİ ve EMEĞİ vardır. Bir erkek matematik ve fen bilimlerine ilgisi var diye mühendislik yapabiliyorsa bir kadın da o kadar iyi mühendislik yapabilir çünkü cinsiyet bu mesleğin bir kriteri değildir. Mesleğin tarihçesi incelendiğinde kadınlar her ne kadar geçmişten bugüne meslekten ve meslek alanlarından dışlanmış olsalar da birçok örnekle görebiliyoruz ki, mühendislik mesleğinin gelişimine katkı koyan kadın mühendisler vardır ve var olmaya devam edeceklerdir.
Şimdi bana sorabilirsiniz.
Sen yazdın mühendisliğin de bu kadar sorunu var memnun musun ya da pişman mısın diye?
Evet, mühendisliğin çalışma koşullarında, gelirinde hatta eğitiminde bir sürü sorun var ama bu sorun sadece kadınlar için değil hepimiz içindir. Öncelikle meslek sorunlarının irdelenmesi gerekirken, cinsiyet üzerinden yapılan ötekileştirmeler asıl sorunlarımızı kamufle etmektedir. Bu mağduriyette ortağız, çözümde de ortak olmalıyız.