Uzun bir aradan sonra tekrar birlikteyiz. Bu yazımızda mühendislik nedir, bir meslek midir, eğitim almakla mühendis olunur mu? gibi sorulara beraber yanıt arayacağız.
Mühendislik Nedir?
Mühendislik veya mühendis Türk Dil Kurumu’na göre, İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı çeşitli yapılar yol, köprü, bina, peyzaj, çevre gibi şehircilik ve imar dışı alanların ilkeleri,bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik,kimya,biyoloji,elektrik, elektronik gibi fen; uçak, gemi, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış,belli bir eğitim görmüş kimsedir. Modern anlamda mühendis, bilim insanlarının ürettiği teorik bilgiyi tekniker ve teknisyenlerin uygulayabileceği pratik bilgiye dönüştüren kişidir.
Bize Göre Mühendis?
Yukarıdaki tanımlar TDK’ya göre veya literatürdeki karşılığı ama biz bugün olaya daha farklı yaklaşacağız. Demiryolları inşaat mühendisi Arthur Mellen Wellington’a göre mühendislik, “Beceriksiz birinin iki dolara kötü yaptığı bir şeyi bir dolara iyi yapma sanatıdır.“
Mühendislik bir düşünce tarzı ve yaşam biçimidir. Sadece fakültelerde eğitim alarak olunacak bir iş yada meslek grubu değildir. Elbetteki eğitimlerin düşünce ve yaşam tarzlarındaki yansıma ve etkileri vardır fakat bir insan sadece mühendislik derslerinde geçer not alarak diplomaya sahip olması demek onun mühendis olduğu anlamına gelmez.
Mühendis: Dağdaki çoban, pazardaki hamal, inşaattaki usta, trafikteki şoför, sınıftaki öğretmen, hastanedeki doktor velhasıl her nerede olursa olsun ne iş yaparsa yapsın karşılaştığı sorunlar karşısında çözüm üretebilen kendisinin ve toplumun hayatını kolaylaştırıcı yöntemler bulan kimsedir. Çünkü mühendislik bir meslek değil bakış açısıdır.
İnsanlar karşılaştıkları ilk sorun karşısında hemen birilerine yada bir yerlere müracaat veya şikayet etmeden önce sorunun nereden kaynaklandığını ve ne şekilde çözebileceği hakkında kafa yorup sorunu çözmek için uğraşması aslında o kişiyi her ne kadar diplomalı olmasa bile mühendis kılar. Şikayet etmek veya eleştirmek basittir ve çözüm değildir. Mesele sorunlar karşısında çözüm üretebilmektir.
Mesela tek tarafı açık olan çift kanatlı bir kapıdan herkesin sıkışarak ve zorlanarak sadece geçip gittiği yerde oradaki sorunu kafasında çözüp geçerken diğer kanadı açıp kendinden sonra gelen insanların rahat geçmesini sağlayan kişi bence diplomalı yada değil bir mühendistir.
Günümüzde bence en çok ihtiyaç duyulan kişi mühendistir.
–Binlerce mühendislik mezunu var dediğinizi duyar gibiyim.
Kastettiğim derslerden geçip diploma alan kişiler değil. Elbetteki bunlar arasında da benim kastettiğim gibi mühendisler mevcut lakin gündelik hayatımızda nereye gidersek ve nerede olursak olalım karşımıza çıkan sorunları halleden, üstesinden gelen, ülkemiz için çalışıp bu memlekete hizmet edebilecek nitelikli mühendislere ihtiyacımız her geçen gün daha da artmaktadır.
Maalesef bizim ülkemizde iyi dereceler yapan veya ilk 15 bine giren öğrencilerimiz genelde tıp yazıyorlar. Tabi ki bile isteye yazanlara diyecek hiçbir sözüm yok. Fakat birçok kişi sadece meslek garantisi olduğundan veya maddi olarak iyi kazanmak için bu mesleği seçmektedir. Onları çok fazla suçlamak istemiyorum lakin bizim tarihte zor zamanlardan geçmiş veya teknolojik anlamda geride kalmış bir ülke olarak, mühendislik ve üretime daha çok önem vermeli bu yönde atılımlar yapmalıyız. İyi sıralamalar yapan öğrencilerimizi mühendisliğe yöneltmeli onlara iş garantisi sunarak bu bölümleri okumaları için teşvik etmeli ve iyi bir eğitimle kaliteli mühendisler yetiştirmeliyiz.
Son olarak toparlamak gerekirse eğer tüketime dayalı değil üretime dayalı bir millet olmalıyız. Önümüze çıkan sorunlar karşısında pes etmemeli sorunu çözme odaklı olmalıyız. Daha çok çalışmalı daha çok üretmeliyiz. Bedri Rahmi Eyüboğlu‘ nun “Üç Dil” adlı şiirinin son dizesiyle yazımızı bitirelim.
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.(B.R.E)
Esen Kalın…
Muhammet Talha Salman