Zamanının en kompleks ve çılgın projesi olan Hong Kong Havalimanı’na neden ihtiyaç duyulduğuna bakmaya ve bu havalimanının inşasıyla ilgili bilgi edinmeye var mısınız?
Hong Kong’un eski havalimanı olan Kai Tak (Hong Kong Havalimanı), şehirde yükselen gökdelenlerin ortasında kalan uçakların kalkış ve inişlerde sıkıntı yaşadığı hatta ölümle sonuçlanan kazaların yaşanmış olduğu aynı zamanda şehrin yükünü taşıyamıyacak kadar şehire küçük gelen bir havalimanıydı. Bu sorunun çözümü için yeni bir havalimanı yapımına karar verildi. Bu havalimanıyla ilgili ilk sorun ise havalimanının nereye yapılacağı konusuydu. Havalimanının yapılması için şehirde uygun tek bir alan dahi yoktu işte bu sebepten dolayı mühendisler çılgın bir mühendislik harikasına karar verdiler.
DENİZİN ÜSTÜNE UÇAKLARI KONDURMAK
Bunun için 2 adada incelemeler yapıldı bu adalar; Chek Lap Kok ve Lam Chau adalarıdır. Yalnız bu adalar düz ve yeterli genişlikte bir alana sahip olmadıklarından engebeli alanların patlatılması gerekliydi. Patlatma işlemleri sonucunda tam 200 milyon ton moloz ortaya çıkmıştır. Bu molozlar bu iki ada arasındaki 2.4 km lik alanın doldurulması için gerekli olan 500 milyon tonluk molozun beşte ikisini temin ediyordu.
Bu molozların denize dökümünden önce denizde sağlam bir zemine ulaşmak için dünyanın en büyük deniz tırmık araçları kullanılmıştır. Zeminin temizlenmesi demek esasen sert zemine gelene kadar balçık ve çamur zeminin temizlenmesi olayıdır. Bu olayların sonunda iki ada arasındaki 2.4 km mesafe doldurulmuş ve 2 engebeli adadan 1 tane haavalimanı yapmaya uygun ada elde edilmiş oldu.
Havalimanı terminalinin denize yapılmasının dışında diğer büyük sıkıntılardan biride bu havalimanına ulaşımın sağlanması hususuydu. Bunun için mühendisler -15 metre kotta sualtı tüneli ile hong kongu kıtaya bağlamaya karar verdiler. Sualtı tüneli parçalar halinde daha önceden imal edilip deniz altında parçaların birleştirilmesi ile tamamlanıldı. Daha sonra kıtayı diğer adalara (tsing yi ve ma wan adaları) bağlayıp ve bu adalardan havalimanına gidecek olan karayoluna bağlayan asma köprü inşaatı yapılmalıydı bu köprülerin inşasında karşılaşılan en büyük sorun bölgede her yıl yaklaşık olarak 8 kez görülen bir doğa olayıydı. Bu doğa olayı tayfundur.Tayfunlar rüzgarın çok hızlı esmesiyle oluşan bir doğa olayıdır. Öyle ki rüzgarın saaatteki hızı, çok büyük ve sağlam yapıları dahi yerinden sökebilecek kadar kuvvetli olabilir. Bununla ilgili mühendisler bilgisayar destekli analizler ve yapının similasyonunun rüzgar altındaki davranışını dikkate alarak bu durumun bir çözümünü buldular.Bu çözüm ise yapının ağırlaştırılmasıydı köprü 2 katlı yapılmaya karar verildi.Köprünün 2 katlı olarak yapılması demek ise zamandan kayıp demek di ama biz mühendislerin önceliği para ve zamandan önce insan hayatını göz önüne alarak dayanıklı ve dayanımlı yapılar inşa etmekdir.Çünkü hiç bir zaman yada para bir tek kişinin hayatından önemli değildir.Köprü inşasına dönecek olursak: öncelikle köprü kuleleri dikildi daha sonra ana kabloların montajı yapılacaktı lakin kablolar 1 metre çapında ve çok ağır olduklarından kabloların imalatına direk olarak köprü üzerinde yapılmasına karar verildi.Ana kabloların asılmasından sonra daha önceden üretilen köprü tabliyeleri merkezden başlanarak kulelere doğru gidecek şekilde ana kablomuza askı kablosuyla asılmış oldu bu şekilde köprü inşatıda tamamlanılmış oldu.
Diğer bir ulaşım hususu ise otoyol inşasıdır.Otoyol inşasında karşılaşılan sorun ise düz bir zeminin olmamasıdır bu sebeple denize doğru 1 kilometre kadar genişletme çalışması yapılmıştır.Daha sonra ise bu alana hem otoyol hemde demir ağı inşası diğer köprü ve su altı tünelinde yapıldığı gibi yapılmıştır böylelikle günde 2.4 milyon yolcunun hızlı trenlerle havalimanına taşınmasıda sağlanılmıştır.
Havalimanına uygun düz bir zeminin eldesi ve havalimanına ulaşımın sağlanılmasından sonra artık terminal binasının yapım aşamasına geçilmiştir.Bu yapım sırasında ise en büyük sıkıntı okyanus gelgitlerinin yeraltı suyunu yukarı zorlamasıdır.Eğer bu durum düzeltilmez ise 500 bin metrekarelik alan zarar görecekti.Bunun için toprak doldurma yöntemi ve daha sonrasında terminalin zemine çivilenmesi işlemleri yapıldı böylelikle bu durumdan kurtulunmuş olundu.Bu kadar işlem ve sıkıntının yanı sıra politik sıkıntılarda bu yapıyı bekliyordu çünkü hong kong 156 yıl sonra ingiliz sömürgeliğinden çıkıp çin hükümetine devredilmesi süreci yaşanacaktı bu şu anlama geliyordu artık tüm süreyle ilgili husus ve resmi işlerin hepsi tamamen yeni bir devletle yürütülecekti.İnşat ilk başta belirtilen sürede bitirilemediğinden çin hükümetinden zaman vermeleri istendi ancak yinede yeterli olmayacak bir vakit verilmişti sadece 1 yıl.Bu süre içinde yinede inşaat tamamlanılmıştı ama elektronik aletler ve makinelerde yaşanacak sıkıntılar adeta en baştan beri alarm veriyordu çünkü bu sistemler kontrol dahi edilemeden havalimanının açılışı gerçekleştirildi ve sistem karışıklıkları adeta havalimanında bir krize neden oldu öyle ki kargolar ve yolcuların bagajları tek tek insan kontrolü ile ayıklanıyordu bu ise sürekli bir şekilde uzun süreli rötarlara sebeb olmuştu.Neyse ki bu sorununda zamanla çözülmesiyle herşey yolunda gidiyor gibi bir görünüm alınılmıştı taki ilk tayfunun havalimanını sertçe yoklamasına kadar.Havalimanını sertçe yoklayan tayfun o kadar şiddetliydi ki eğer yapının camları patlamasıydı basınç farklarından dolayı yapıyı yerinden söküp atacaktı camların kırılması ve basınç farkının ortadan kalkmasıyla bu durumda atlatılmış oldu.Böylelikle dünyanın en kalabalık,en zengin,en fazla yolcuya ve kargosuna sahip olan şehirlerinden hong kong’un havalimanı denizin üzerine kondurulmuş oldu.
Okuyan tüm okurlara ve bilgi paylaşımına olanak sağlayan sanal inşaat ailesine teşekkürlerimi sunuyorum.