Meslek hayatımın ilk yıllarında İMO’ya kayıt olurken orada çalışan bir abla bu ne be maydanoz gibi ürüyorsunuz demişti. Ben onu uzun süre oda başkanı sandım. Sonradan öyle olmadığını anladım. Lakin geldiğimiz noktada maalesef ablamızın haklı olduğu yönleri gördüm. Ben mesela matematik bildiğim için mühendis oldum.
Okulda öğrendiğim bir çok teorik bilginin yanı sıra öğrendiğim tüm pratiği sahada öğrendim. İletişim becerilerimi artırmam gerektiğini, malzeme bilgimi artırmam gerektiğini hepsini sahada öğrendim.
Bir yerlerde bir hata yok mu arkadaşlar? 2002 yılı mezunuyum ben. Geçen sene, mezun olduğum okula uğradığımda hocalarımızdan bir tanesi ile muhabbet ederken çok değil miyiz hocam diye sorduğumda bu ne ki her sene 200 kişi mezun veriyoruz dedi. Rakam inanılmaz gerçekten. Ve utanç verici bir gerçek ne kadar bilgi ile mezun olduklarını hepimiz biliyoruz. Katılırsınız katılmazsınız bilmem ama bizim kadar matematik bildiklerini de düşünmüyorum umarım yanılıyorumdur. Elim keser tutmadan mezun oldum ben. Atıyorum çivinin ne kadar yük taşıdığını biliyorum da nereye hangi çivi çakılır bilmiyordum. Abartma dediğinizi duyar gibiyim. İyi düşünün hak vereceksiniz.
Günümüz Türkiye’sinde haddinden fazla üniversite mezunu var. Spor salonu barında çalışan ingilizce öğretmeni bir çocukla muhabbet ettim geçen gün. Yazdığım yazıyı muhalif ya da siyasi düşünmeyin sakın asla öyle biri değilim. Ama bir baba olarak, bir mühendis olarak, bir yurttaş olarak, belli seviyede tecrübesi olan bir insan olarak düşündüklerimi paylaşıyorum sizinle. Bilemem belki de ben yanlış düşünüyorumdur. Ve umarım öyledir. Neyse konuma döneyim. Eğitim ve Öğretim bence cennet vatanımın olmazsa olmazı. Geleceğe umutla bakmak için, geleceğin bizim olması için bir kaç nesilin daha heba olmaması için.
Eğitim ve Öğretim şart.
Çocuklarımızı eğitmeliyiz, annelerimizi eğitmeliyiz, babalarımızı eğitmeliyiz, kendimizi eğitmeliyiz. Bunları yaparkende el becerisini geliştirmenin yollarını bulmamız gerekecek. Yoksa hepimizin yaşadığı iş gücü sıkıntısını çok yakın vadede yurt dışından çözmeye başlayacağız. Eli keser tutan adam doğru düzgün kalmıyor. Eli keser tutan adam da iki gün sonra kendini usta sanıyor. Nerede eski ustalar dediğinizi duyar gibiyim. Evet kalmadı ve kalmayacak. Şöyle geçmişe bir dönün yaptırdığınız işlerde beğendiğiniz tam anlamıyla beğendiğiniz usta, işçi, çırak, amele sayısı kaç. Varsa eğer ya eski ustalardandır ya da çok çok azdır. Evet iş gücü kaybımız uzun vadede bizi bir felakete sürükleyecek. El becerilerimizi geliştirmeye yönelik yapacağımız yatırımları, eğitimleri artırmamız gerekiyor. Bugün insan istesin şu teknolojide internetten izleyerek kalp ameliyatı bile yapabilir.
Teorik bilgi önemlidir ama pratiğe dökmek önemlidir.
Günümüzde Avrupa’da bile artık akademik kariyerin önemsiz olduğu tartışmaları su yüzüne çıkmış durumda. Bu bağlamda gelecekte bir gün gelecek mantığıyla bugünden yapılması gerekenler yapılmalı. Ben mesela kendi adıma yaşadığım tecrübeleri anlatmak için üniversitelere başvuruda bulundum. Tabi küçük çaplı henüz. Geleyim anlatayım dedim. Haftada bir saat, inşaat mühendisi nedirden başlayıp, muhabbet havasında ,insanların not kaygısı olmadan dertleşelim dedim. Umarım başarıya ulaşırım ve sizinle de sonuçlarını paylaşırım. Umarım okunur ve doğru anlaşılırım. Şimdilik kalın sağlıcakla. Hata varsa affola…. Kolaylıklar…