23 Kasım 2022 saaat 04.08 de Gölyaka/Düzce’de meydana gelen deprem Kandilli Rasathanesine göre 6.0 büyüklüğünde ölçülmüştür. Yerin yaklaşık 10 km altında gerçekleşen bu deprem yüzeye yakın sayılabilir. Bölgeden geçen çok sayıda fay ve bugüne kadar gerçekleşmiş büyük depremler bölgenin deprem riskinin büyük olduğunun bir göstergesidir. Depremler bundan sonrada bölgeyi etkileyecektir.
Kandilli rasathanesi tarafından yayımlanan bültende deprem merkezindeki şiddet değerinin 6 (Mercalli ölçeği) olduğu belirtilmiştir. Şiddet yapıların hasar/yıkım göstergesidir. (Deprem büyüklüğü ile şiddeti farklı kavramlar, deprem büyüklüğü çıkan enerjinin göstergesi ve değişmez, deprem şiddeti ise söz konusu yapıların hasarının göstergesidir ve değişir). 6 şiddetindeki depremde, herkes tarafından duyulur, hissedilir, pencere camları, camlar çatlayabilir, kırılabilir, evdeki ağır eşyalar yerlerinden oynar, sıva çatlakları oluşur. Söz konusu depremden sonrada zaten yapılarda buna benzer hasarlar/hareketler gerçekleşmiştir.
Mercalli şiddet ölçeği 1 den 12 ye kadar skalaya sahiptir. 12 şiddetinde tüm yapılar yıkılır. Aynı depremde yapılar daha kötü olsaydı, yönetmeliğe aykırı yapılar çoğunlukta olsaydı bugün bu depremin şiddetine 7 yada 8 denilmesi şaşırtıcı olmazdı. Çünkü şiddetin deprem olgusu ile ilgisi olmayıp tamamen hasarın göstergesi olduğundan yukarıda bahsetmiştik. Peki neden 6 şiddeti (7 değil, 8 değil)? Biliyoruz ki daha önceleri bu büyüklükteki depremlerde daha kötü sonuçlarla karşılaştık.
Şimdi bunu biraz irdeleyelim:
İrdelemeye bölgenin zemininden başlayalım: Bölge geneli, düşük plastisiteli killi zemin(CL), yüksek plastisiteli killi zemin(CH), siltli kum, silt ağırlıklıdır. İnce dane oranı ortalama %70 seviyelerindedir. Yeraltı Su Seviyesi ortalama 1,1 metre civarlarındadır. SPT sayıları ortalama 9-10 vuruş mertebelerindedir. Sıvılaşma riski olduğu aşikardır (Ateş A, Gölyaka( Düzce) imara esas yerleşim alanındaki zeminlerin SPT ve sismik hız verileriyle sıvılaşma riskinin araştırılması, politeknik dergisi, 2017). Parantez içerisindeki çalışmanın genelini incelediğinizde sorunlu bir zemin olduğu görülür. Dolayısıyla buradaki yapılaşmalarda dikkatli olmak gerekir. Düzce depreminden sonra bu bölgedeki yapıların çoğu yenilenmiş/yeniden yapılmıştır. Dolayısıyla 1998 ve 2018 yönetmeliklerine göre binalar projelendirilmiş ve imal edilmiştir. Bu yüzdendir ki 6.0 büyüklüğünde bir depremde can kaybı yaşanmamış ve şiddet 6 civarında kalmıştır. Eğer 1999 Düzce depremi olmasaydı, yapılar yenilenmeseydi bugün aynı depremde çok korkunç bir manzarayla karşılaşılabilir belkide 7-8 şiddetinden ve yüzlerce insan kaybından söz edilebilirdi.
TBDY 2018 (Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği) baz alınarak bu bölgedeki binaların hangi kriterlere göre tasarlandığını bilirsek, hiç can kaybının olmaması, büyük maddi hasarın olmaması daha iyi anlaşılabilir. Deprem merkezinin olduğu koordinatlarda (Gölyaka) bir yapı tasarlandığında ZD bir zemin için yer ivmesi tasarım depremi DD2 de 0,607g civarındadır. Bu yer ivmesine göre tasarlanan yapıda ise oluşacak ivme(spektral ivme), yani SDS=1,473g dir. Yani burada yapı tasarlanırken yerçekimi ivmesinin yaklaşık 1,5 katı kadar bir kütle yatay kuvvet olarak yapıya verilmekte ve tasarlanmaktadır. 1000 ton ağırlığında bir yapı, 1000 ton düşey yüke göre tasarlanırken aynı yapıya yaklaşık 1500 ton yatay yük(deprem etkisi) verilerek tasarım yapılmaktadır. Değerlerin ne kadar büyük olduğu düşünüldüğünde bölgenin deprem riski ve binaların ne kadar büyük yüklere göre tasarlandığı anlaşılabilir.
Yapıların TBDY2018 kıstaslarına uygun şekilde tasarlandığında (deprem yönetmeliklerine uygunda diyebiliriz), depremin insanlara/mala zarar veremeyeceğinin (kontrollü zarar verebileceğinin) en iyi göstergesi bu deprem olmuştur. Bu depremden çıkarılacak belkide en doğru sonuç, depremin önlenemeyeceği, ama vereceği zararın önlenebileceği sonucudur.
Ahmet ÇELİKKOLLU
inşaat Mühendisi
ESKİŞEHİR
0 545 401 95 15